Sevilay Kösebalaban
“Seni sürekli başka şeyler olmaya zorlayan bir dünyada kendin olabilmek büyük bir başarıdır.”
R. Waldo Emerson
Geçtiğimiz aylarda araştırmacılar tarafından öğrencilere hayat koçluğu yapabilecek yeni bir akıllı telefon uygulaması ortaya kondu. Bu uygulama ile artık üniversite öğrencilerinin zihinsel sağlığı, akademik performansı ve davranış biçimleri eğitimciler tarafından otomatik olarak açıkça görülebilecek. Yani biz farkında olmasak bile akıllı telefonumuz zihin durumumuzu ve bizi nasıl etkilediğini bilecek. Öğrencilerle ilgili bu tip akıllı telefon uygulamaları (the studentlife app), öğrencilerin stres, depresyon, yalnızlık gibi hislerini akademik performansları ile kıyaslamaya yardımcı olurken aynı zamanda çalışan kişilerle ilgili daha genel gurupların zihinsel aktiviteleri ile işlerinde gösterdikleri üreticilik arasındaki bağlantıyı da gösterebiliyor.
Bilgisayar uzmanı Prof. Andrew Campbell’in ‘önemli ve heyecan verici bir devrim’ olarak tanımladığı bu uygulamaya ulaşabilmek için yapılan araştırmalar kendi alanında en iyi çalışma ödülüne aday gösterilirken, davranış bilimleri ve sosyal bilimler alanlarında yapılacak sonraki araştırmalar için de öncü olarak kabul edildi.
Bu Android uygulaması için Darmouth Üniversitesi öğrencilerinden 48 kişinin 10 hafta süre ile akıllı telefonlarının alıcıları yardımıyla depresyon, yalnızlık ve stres gibi zihinsel durumları, sınav sonuçları, uyku düzenleri, spor aktiviteleri ve diğer davranış biçimleri kendi doğal ortamı içinde kayıt altına alındı. Birçok yöntem kullanılarak elde edilen sonuçlara göre düzenli uyku uyuyan ve arkadaşlarıyla sohbet edenler daha az depresyona girerken fiziksel olarak aktif olanlarda yalnızlık hissi gözlenmedi. Ayrıca ilginç bir şekilde, derse katılımla akademik performansın doğru orantılı olmadığı ve sosyal öğrencilerin sınavlarda daha başarılı olduğu ortaya çıktı. Prof. Campbell, özellikle mahremiyete dikkat edilerek öğrencileri etkileyen maddi ve manevi şartları inceleyip, öğrencilere koçluk yapabilmenin eğitimin kalitesi açısından çok önemli olduğunu vurguladı.
Söz konusu teknoloji tecrübesi elbette eğitim alanında önemli bir adım. Peki, gerçek hayata dönersek, son yıllarda adını sıkça duyduğumuz, randevu alınarak gidip akıl danışılan ‘hayat koçu’ ne ola? İsminden de anlaşılacağı üzere hayat koçu ithal bir olgu, öyleyse ithal edildiği yerdeki tarihine kısaca göz atmalı.
1980’li yıllarda, Amerikalı ekonomi danışmanı Thomas Leonard, yardımcı olduğu kişilerin harcamalarını ve gelirlerini akıllıca yönetebilmek için onlara ‘hayat planlaması’ adını verdiği kişisel terapilerden oluşan tavsiyelerde bulunuyordu. Daha sonra Leonard, kurduğu koçluk merkezinde (coach university) çalışmalarını verdiği derslerle genişletti ve Uluslararası Koç Federasyonu’nun (International Coach Federation) başkanı oldu. Başlangıçta insanların tereddütle yaklaştığı koçluk mesleği daha sonra insanların kişisel ve profesyonel iş hayatında başarılı olmak için başvurduğu dünya çapında bir meslek haline geldi.
Usta yönetmen Nuri Bilge Ceylan, bu yıl Oscar’a katılacak olan son filmi ‘Kış Uykusu’ ile ilgili New York Times gazetesinde kendisiyle yapılan röportajda şöyle konuştu: «Belirsizlik hayatın bir parçası, bu sebeple yaşam koçu gibi paketlenmiş hayat dersleri veren Holywood filmlerine itibar etmiyorum. Ben hayatı hissettiğim gibi yansıtıyorum ve üzerimde Çehov’un kasvetli sayılabilecek eserlerinin etkisi olduğunu da inkar edemem. Fakat hayat, bu hüzünle daha anlamlı hale geliyor.”
Gerçekten de hayat koçları, paketlenmiş dersler vererek ülkemizde bile kendisine bir hayli yer edinmiş görünüyor. Hatta artık kimi varlıklı aileler tarafından, ilkokuldan itibaren çocuklarının fiziksel ve zihinsel gelişimini düzenli olarak takip eden ve hedeflerine ulaşmak konusunda yol gösteren bir ‘koç’ bulunuyor. Doğrusu merak etmemek elde değil, randevu alınarak gidilen ve çıkışta annesinin para ödediği bir insana, kendi hayatının gidişatı konusunda bir çocuk ne kadar güven duyabilir?
Amerika gibi bireysel özgürlüklerin son derece önemli olduğu bir toplumda elbette bu tip müesseselere gerek duyulabilir. Fakat artık bizim kültürümüzde de koçlara başvuruluyorsa, bu durum aslında birçok çözülmenin de habercisi sayılabilir. Çünkü mahallenin ölümüyle beraber, insanların yaşarken huzur ve güven içinde kolayca ulaşabileceği zor gün dostları, abiler, kapısı çalınan komşular dizi filmlerde kalmış gibi. Biz modern hayatın sarmalları içindeyken, önünde diz çöküp hikmetli sözlerinden ilham alınacak şeyhler, Allah dostları ve hikmetli insanlar artık ancak arayanların bulabileceği mesafelere gitmiş görünüyor.
(18 Eylül 2014, Prof. Andrew Campbell, Darmaouth College, www.sciencedaily.com)