Hiç kullanılmamış olan, sıfır, oluş veya çıkışından beri çok zaman geçmemiş olan, en son elde edilen, öncekilerden farklı olan gibi anlamlara gelen “yeni” kelimesinin dilimizdeki orijinal kullanım şekli “yeğni”dir. Fakat dilimizin değişim sürecinde ortadaki “ğ” harfi düşmüş ve “yeni” şeklinde kullanılır hale gelmiş. Arapça’da ve Osmanlı Türkçesi’nde “cedid” kelimesiyle eş anlamlı olarak kullanılan bu kelime genelde “eski”nin karşıtı olarak bilinir ama “eski”nin kullanılamayacağı birçok örnekte de kullanılabilir.
Yeni Türkiye
Özellikle Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde Türkiye’nin gidişatı ile ilgili bir hedef koymak adına Yeni Türkiye vurgusu yapıldı. Yeni Türkiye ile ilgili elbette herkesin çeşitli düşünceleri var ancak herkes için daha iyi olacağını düşündüğüm maddeler var benim “Yeni Türkiye” algımda. Birincisi; her iş, ehline verilmeli, ikincisi; uygulanamayacak kanunlar çıkarılmamalı, üçüncüsü de her ne sebeple olursa olsun nefret cümleleri kullanılmamalı.
1. Yeni, 2. Yeni
Birinci Yeni “Garip” ismiyle de anılan edebiyat akımıydı. Bu akımı Orhan Veli Kanık, Melih Cevdet Anday ve Oktay Rıfat kurdu. Bu üç şairin Garip isimli ortak bir kitabı olduğu için akımın ismi Garip olarak tanındı. Şiir olarak 1940’lı yıllardan itibaren ölçüyü, kafiyeyi reddeden bu akım şiirlerinde halk dilini tercih etmiş. İkinci yeni akımı ise birinci yeniye tepki olarak doğmuş, şiir dilinde halk dilinden daha elit daha sürrealist bir dili tercih etmiş. İkinci yeni şairleri Cemal Süreyya, Sezai Karakoç, Turgut Uyar, İlhan Berk gibi isimler. Ancak garip akımından bir farkı da ikinci yeni şairleri ortak hareket etmemişlerdir. Her birinin konusu ve akım hakkındaki düşünceleri farklıdır.
Yeniyetme
Yeniyetme ifadesi sözlükte genç, delikanlı gibi anlamlara gelse de halk arasındaki karşılığı biraz daha anlam olarak kötümserdir. Halk yeniyetmeyi hak etmediği yere gelen, hak etmediği halde konuşan konuşturulan, liyakati olmayan kişiler için kullanır. Bu minvalde bir kişiye yeniyetme demek hakaret sayılır ve kişinin gururuna dokunur.
Yeni Dünya Düzeni
New World Order olarak dünya literatüründe kabul edilen Yeni Dünya Düzeni, soğuk savaşın bitimiyle birlikte tek kutuplu bir dünya sistemini öngörüyor. Ancak bu durumun uzun süre devam edip etmeyeceği tartışmalarıyla birlikte Avrupa Birliği ve Şangay Beşlisi’nin dünya sistemini yeniden değiştirdiği yorumları sürekli yapılıyor olsa da hâlâ Amerika tek süper güç olarak kabul ediliyor. Avrupa Birliği ve Amerika’nın atlattığı ekonomik kriz dünya güç dengesi adına Ortadoğu’yu, Pasifik’i ve Afrika’yı elde etmenin hesabını yapan bu üç büyük güç bir yandan da içerden çökmenin korkusu yaşamasına neden olmuştur.
Nevşehir’den New York’a...
Bilindiği üzere nev ifadesi bazen dilimizde yeni anlamını taşır (özü Farsça olsa da). Nevşehir ilimizin ismi de bu şekilde yeni şehir anlamına gelmektedir. Dünya haritasında çeşitli dillerde yeni ifadesiyle nitelendirilmiş bir sürü şehir, ülke var. New York, Yeni Zelanda, Yeni Delhi, Yeni Sahra ilk akla gelenlerden birkaçı. Bunun en büyük sebebi tarihi yazanların en son kazananlardan olmasından ötürü. Yani birçok yer antik çağlardan beri kullanılır halde olmasına rağmen en son egemen olan kavimlerin oraları ele geçirmesiyle kendi şehir isimlerini vermişler ve başına yeni ifadesini koymuşlar.
Yeni Türkü
68 kuşağından sonra alternatif bir müzik akımı olarak Güney Amerika kıtasında ortaya çıkmıştır. Şilili müzik topluluğu İntiilimani’nin kıtadaki yerel şarkıları derleyip yeni sesler ve stillerle söylemesiyle başlamıştır her şey. Bu akım ülkemizde de karşılık bulmuştur. En eski müzik gruplarımızdan birisi olan Yeni Türkü hem adıyla hem de eserleriyle bu akımın ülkemizdeki güzide örneklerini icra etmiştir. 1979 yılında Derya Köroğlu, Selim Atakan ve Zerrin Yaşar’ın el birliği ile kurduğu grup günümüze kadar devam etse de ekip epey değişmiştir.
Yeni Ahit
İçeriğinde tahrif edilmiş İncil’i de barındıran 27 kitapçıktan oluşan Hristiyanların inandığı kutsal metinlerdir. İçeriğinde İncil’den farklı olarak, Pavlus’un mektupları, resullerin işleri, diğer işler, vahiy gibi başlıklar vardır. Eski Ahid (Tanah ya da Tevrat) ile tamamen zıt olan kısımlarından ötürü Hristiyanlık mezheplerinin çıkış noktası olarak görülür.