
Amerikan Senatosu’nun CIA’in işkence programına ilişkin raporu geçen aya damgasını vuran gelişmelerin başındaydı. Rapor, ABD başta olmak üzere Batı kamuoyunda infial oluşturdu. Ancak rapor İslam dünyası açısından malumun ilanından başka bir şey değildi. Terör zanlısı tutukluların ABD’nin elinde maruz kaldıkları istismar, zaten çoktan belgelenmişti.
Senato’nun 9 Aralık’ta açıkladığı rapor CIA’in tartışmalı Guantanamo Hapishanesi’nde ve Avrupa ile Asya kıtalarındaki gizli sorgu odalarında yaptığı yüzlerce işkenceyi anlatan ilk resmi belge olma özelliğinden başka bir hususiyeti taşımamaktaydı.
Raporda tüyler ürperten işkence metotlarından bahsediliyor. Bunlar arasında daha önce söylenenden çok çok daha sık uygulandığı ortaya çıkan waterboarding yani suda boğulma hissi veren CIA’in ünlü işkence yönetimi, haftalar süren uykusuz bırakma, aşağılayıcı bir prosedür olan ‘rektal besleme’ gibi inanılmaz işkence metotları var.
CIA Beyaz Saray tarafından yasaklanan sorgu tekniklerini kullanmaya devam etse de tüm bu işkencelere rağmen ‘bir tane bile kritik istihbarat’ elde edememiş.
Geçen ayın bu meyanda bir diğer haberi, IŞİD’in kurucu üyelerinden birinin İngiliz The Guardian’a yansıyan açıklamalarıydı. Guardian’ın haberine göre CIA, Irak’taki hapishanelerde yıllarca El Kaide üyelerini konuşturmak için akıl almaz işkence yöntemleri uygulamış. Ancak CIA bu akıl almaz işkencelerden bir sonuç alamamış. Üstüne üstlük bu işkencelere maruz kalanlar hapishaneden çıktıktan sonra IŞİD’i kurmuşlar. CIA’in acımasız, akıl almaz işkenceleri tüm bölgenin başına musallat olan bir belanın doğuşuna ebelik etmiş bir başka deyişle…