Kahramamaraş’ta yaşları 26 ile 31 arasındaki dört kardeşin intiharı kadar, arkalarından göz yaşı dökmediğini söyleyen babalarının tavrı da geçen ayın gündemlerinden bir tanesiydi. Çocukların annelerinin ölümüne duydukları acı yüzünden dayanamayıp birlikte intihar ettikleri söyleniyor ama ortada çocukların isminden, ebeveyn-çocuk ilişkisine, eğitim ve terbiye yanlışlığından anti-sosyalliğe kadar çok farklı marazi boyutlar var.
Hani bazen “aile her şey, aileyi koruyalım” diyoruz ya, aslında salt aile değil sosyal aileyi vurgulamak lazım. Anlaşılan o ki Maraş’taki bu aile toplum içinde izole edilmiş bir ada gibi sürdürüyordu hayatını. Diğer ailelerle etkileşime girmiş olsaydı muhtemelen böyle bir tablo ortaya çıkmayacaktı. Tecrit edilmiş evlerden böyle dramlar çıkabiliyor. Sosyalleşmek her zaman kötü değil, böylesi bir durumda tam tersi ihtiyaç olarak ortaya çıkabiliyor işte.