Fotoğrafçılığa meraklı insanların genelde ilk sordukları soru şu olur: Arka planı nasıl bulanık yaparım? Bunun sorulmasının esas nedeni alan derinliğinin fotoğraf ve fotoğrafı izleyen üzerindeki etkisidir. Fotoğrafta kompozisyonun önemli öğelerinden birisidir.
Fotoğrafta alan derinliği kontrolü en temel fotoğraf eğitimlerinin başında gelir. Alan derinliği, odaklama yaptığımız objenin önünde ve arkasındaki alanda oluşan netlik bölgeleridir. En basit şekliyle ifade edersek fotoğrafta görünen ‘net’ alana denir. Net görülen alan fazla ise alan derinliği çok, az ise sığ alan derinliği vardır deriz. Örnek vermek gerekirse insan fotoğrafları çekerken net alan derinliğini azaltarak (küçük f değeri) modelimizin arkasında kalan kısmı flulaştırarak mekandan soyutlanmış ve ön plana çıkarılmış fotoğraflar çekebiliriz. Manzara türü fotoğraflarda ise tüm alanın net çıkması için net alan derinliğimizi (büyük f değeri) artırırız.
Net olmayan ön ve arka planlar ana konumuzu desteklerler. Bunu yaparken de fotoğrafa ayrı bir anlam kazandırırlar. Arka planın flu olması, çektiğimiz nesneyi veya insanları ön plana çıkaracağı için makro fotoğraflarda ve portre çekimlerinde özellikle kullanmak çok iyi sonuçlar verir. Alan derinliğini kontrol ederek hem istediğimiz kompozisyonu oluşturmuş hem de fotoğrafta etkiyi artırmış oluruz. Bu sayede fotoğrafımızı sadeleştirerek çok çarpıcı kareler elde edebiliriz.
Sadık takipçilerimizden Saliha Gök’ün gönderdiği çiçek fotoğrafı sanki alan derinliği konusunu anlatmak için özel olarak çekilerek gönderilmiş güzel bir kare.
Yukarıda anlatmaya çalıştığımız konuyu uygulamalı olarak göstermek için örnek bir fotoğraf. Öndeki net çiçek, arkada biraz flu çiçek ve en arka kısmı tamamen bulanıklaşmış bir zemin. Bu sayede arka planın karmaşıklığından soyutlanmış sade ama çarpıcı bir fotoğraf. Bize de fotoğraf için teşekkürler demek kalıyor.
Esat Erdem’in gönderdiği arı fotoğrafı da alan derinliği konusuna güzel bir örnek teşkil ediyor. Kovana giren arılar oldukça yakından ve açık diyafram değeriyle (küçük f değeri) çekilerek sade bir fotoğraf karesi yakalanmış.
Fotoğrafta netlik orta kısımda uçuşan arılarda yapılmış. En ön ve arka kısım ise flu yapılarak çarpıcı bir fotoğraf elde edilmiş.
Bir sonraki fotoğraf da ufak tefek genel eksikliklerine rağmen alan derinliği konusunun fotoğraf kompozisyonu üzerine etkisini anlatan bir kare. Bahçe çiti olarak kullanılan bir ağacın üzerinde gezinen karınca net alan derinliği için tercih edilmiş. Arkaya doğru uzayıp giden kısım ise flu bırakılmış. Tabii karıncaya biraz daha yaklaşarak ve mümkünse bir makro lens ile çekilebilseymiş çok daha etkileyici bir fotoğrafımız olurmuş.
Son zamanlarda, herhalde yaz aylarının gelmesinden olsa gerek, gönderilen fotoğrafların çoğunluğu su temalı karelerden oluşuyor. Beyza Gürel’in sahilde çektiği fotoğraf da bunlardan birisi. Alan derinliği konusunda fikir vermesi bakımından onu da sayfamıza taşıyoruz. Sahilde bir dubaya bağlanmış ipin en yakın kısımda kalan bölümünden netlik alınarak bir fotoğraf çekilmiş. Arkaya doğru uzaklaşan bölümün neredeyse tamamı flu bırakılarak ip ve düğüm ön plana çıkarılmış.
Bu ay köşemize alacağımız son fotoğraf Rana Yalçınkaya’nın martılar fotoğrafı olsun. Fotoğraf yine alan derinliği konusuna örnek olacak bir kare. Ancak bu sefer geniş alan derinliği konusunu anlatıyor. Oldukça geniş bir alanın net olduğu bir diyafram değeri kullanılarak hem yakındaki hem de en uzaktaki martılar hatta ufuktaki binalar bile net bir şekilde görünür kılınmış.