
Yeni bir eğitim dönemi daha başlıyor. “Ustalık dönemi kabinesi”nin Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer umarız köklü ve kalıcı değişikliklere imza atar. Değişiklik zaten kaçınılmaz; milli eğitim sisteminin bir yap-boz tahtası olduğunu biliyoruz. Önemli olan bugünden en azından iki nesli görerek hareket edebilmekte. Acaba bugünün gençleri nasıl bir dünyanın yetişkinleri olacaklar? Bunun üzerinde düşünmek bile eğitim sisteminin yenidenyapılanması konusunda açılımlar sağlayabilir.Ama bundan daha evvel sorulması gereken soru ne, biliyor musunuz? Bugünün gençleri nasıl bir dünyada yaşıyorlar, biz bunu bile daha bilmiyoruz.
Maalesef özellikle eğitim dünyamızı şekillendirenler bürokrasinin labirentlerinde bu soruyu gündemlerine bile alamıyorlar. Ne yaşadığını,ne hissettiğini ve ne düşündüğünü bilemediğiniz gençlere ne anlatabilirsinizki! Hele gençler içinde oldukları sistem hakkında tam tersi eleştirel düşüncele rbesliyor ve bu sistemin değişmesi gerektiğini düşünüyorlarsa iş daha da vahimdeğil midir? Ve durum tam da böyle işte. Maltepe Üniversitesi’nin “Türkiye’deki Sosyo-Kültürel Değişimler Hakkında Liseli Gençlik Ne Düşünüyor” başlıklı araştırmasına göre her üç liseliden ikisi eğitim sistemine karşı ve sistemin değişmesi gerektiğine inanıyor. Sevmediğiniz,inanmadığınız bir yapıdan ne alabilirsinizki? Milli eğitimin ilk işi sisteme muhabbet eğitimi olmalı…