19.08.2014 16:22

Genç Haber Merkezi

5151

Merve Arslan

“Asım`ın nesli...diyordum ya...nesilmiş gerçek:

İşte çiğnetmedi nâmusunu, çiğnetmiyecek.

Şühedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar...

O, rükû olmasa, dünyâda eğilmez başlar,

Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,

Bir hilâl uğruna, Yâ Râb, ne güneşler batıyor!

Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker!

Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.”

Merhum Mehmet Âkif’in büyük bir aşkla yazdığı muazzam satırları ruhuna işleyenlere selâm olsun…

Mevzubahis Çanakkale olunca azîz üstâdın gönül katrelerinden başka sözlerle başlayamadık sözümüze. Elhamdülillah bu sene, Genç Gönüllü Kızlar olarak Anadolu’nun çeşitli yerlerinden bu güzîde memlekette kampımızı yapmak kısmet oldu. 11 Ağustos gecesi, İstanbul’da toplanıp bir dert uğruna niyetlerimizi alıp yola koyulduk. 12 Ağustos sabahı Çanakkale-Güzelyalı’daki Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın kamp alanına ulaştık.

İlk günden itibaren heyecanına sıkı sıkıya sarılmış yürekler olarak yoğun bir tempoda faaliyetlerimize başladık. İlmihâl, Tefsir, Eğitici Drama, Musîkî, hobi ve beceri saatleri, kitap kritikleri, ses eğitimleri gibi dersleri çay saatleri ve hasbihâllerle süsleyerek işledik.

Şehitlik gezimiz esnasında tefekkürü ve ihlası elden bırakmamaya, “bastığımız yerler topraktır” diyerek geçmemeye gayret gösterdik.

Çanakkale Zaferi’nin sadece bu toprakların zaferi olmadığını, temsili mezar taşlarında;

“Bosna, Üsküp, Kudüs, Gazze, Kırım, Bağdat, Hama, Tiflis, Kerbela, Kosova, Varna” gibi ümmet coğrafyasından birçok vilayet ismi görünce bir kez daha anladık.

Yoğun tempomuzun arasında bizim kadar yoğun çalışan birileri daha var!

Yola çıktığımız dakikadan itibaren geçen süre zarfında her müşkilimize koşan, anında çözüm üreten Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın değerli çalışanlarına; kamp alanını Genç Gönüllüler’in hassasiyetlerine uygun hâle getirmeleri, denize giriş-çıkış saatlerinde diğer gruplarla karışmamamızı sağlamaları, yemeklerimizin tertîbi, tesisin su ihtiyacından odalardaki sineksavarlara kadar düşünmüş olmaları sebebiyle şükranlarımızı sunmaktan onur duyarız. Bütün hizmetlerden ziyadesiyle memnun kaldık.

Ayrılık zamanı yaklaşırken, kampımızın ve heyecanlı gönüller hatrına sahilde yaktığımız “Kamp Ateşi” etrafında Genç Gönüllüler olarak diğer STK’larla ortak ve güzel bir fasıl düzenledik. Yûnus Emre’den başlayarak çeşitli ezgi ve ilahilerle rûhumuzu doyurduk.

Derslerin ardından halat çekme, çuval yarışı gibi geleneksel oyunlar ile eğlencemizi tamamladık.

Başta bu projeyi gündeme getiren ve kampımız boyunca desteklerini esirgemeyen öncülerimiz, rol model dediğimiz dergimizin kıymetli büyüklerine; ardından Çanakkale’de her an bizim için koşuşturan, muazzam bir etkinlik programı hazırlayan Genç Gönüllüler`in yorulmak bilmeyen dert sahibi gönül erlerine ve Anadolu’nun farklı yerlerinden gelen gönüllülere müteşekkiriz.

Yazının fakîri olarak belirtmek isterim ki; abilerimize gıpta ile baktığımız, hani “Neden kızlara da olmuyor Ya Hû?” dediğimiz çağrımızın cevabını dolu dolu yaşadık. Hasretini çektiğimiz bir ortam, doyamadığımız bir güzellik…

Rabbimizden temennim, hayrın ve muhabbet bereketinin dâim sürmesidir. Görüşmek üzere. :)