Yine bir Ramazan ayı, yine İsrail vahşeti…
Yine katledilen yüzlerce masum insan...
Yine yasaklanmış silahlarla kolu, bacağı kopartılmış kadınlar ve çocuklar...
Yine Batı’nın utanç veren ikiyüzlülüğü, zalimi koruyup kollayan, terör devletinin yanında pozisyon alışları…
Yine Arap dünyasının kahreden sessizliği, beceriksizliği hatta kimi Ortadoğulu diktatörlerinin döktüğü timsah gözyaşları…
Yine, yine, yine…
İşgal devleti İsrail, Filistin topraklarına adımı attığı ilk günden bu yana kan döküyor. Yakıyor, yıkıyor, gasp ediyor. Bu haydut devlet, bölgeye çöreklendiği tarihten bu yana insanlık suçlarının neredeyse hepsini işledi ve hâlâ işlemeye devam ediyor. Filistin halkı işgalcileriyle tanıştığı günden bu yana gözü hep yaşlı hatta kan ağlıyor.
Şimdiye kadar yapıp ettiği tüm cürümleri, cinayetleri işgal devletinin yanına hep kâr kaldı. Kendisinden “hesap sorulamaz” özgüveni içinde en iyi bildiği şey olan katliamlarını, insanı canından bezdiren zulümlerini fütursuzca sürdürdü, sürdürüyor.
Okul demiyor, ibadethane demiyor, hastane demiyor, plajda oynayan çocuk demiyor, havadan, karadan, denizden bomba yağdırıyor mazlum Filistin halkının üzerine…
Yüzlerce masum insanı katletmesine, güvenli diye deniz kenarında oynayan çocukların üzerine bile bomba yağdıracak derecede devlet teröründe zirve yapmasına rağmen yine de o haklı görülüyor. Öldürdükleri ise suçlu bulunuyor sırtını dayadığı, insanlıktan nasibini almamış, vicdanları körelmiş dostları tarafından.
“Hepsi bizim düşmanımız ve onların kanı bizim elimizde olmalı. Bu öldürülen teröristlerin anneleri için de geçerli. Annelerin oğullarının peşinden gitmeleri adil olur. Ölmeliler ve evleri yıkılmalı ki bir daha terörist yetiştiremesinler.”
Bu ırkçı, bu faşizan sözler bir İsrailli ya da bir Yahudi anne için söylenmiş olsa ne olurdu acaba? Dünya ona dar edilmez miydi? Dakikalar geçmeden bu laflar ona yedirilmez miydi?
Ama bu sözleri İsrailli bir milletvekili Filistinli anneler için söyleyebiliyor ve hiçbir şey olmuyor. Ne Batı dünyasından ne Arap âleminden kayda değer bir tepki görmüyor.
Bırakın bu faşizan ifadeleri şarkıcı Rihanna, Filistine yapılan zulme tepki gösterip takipçilerine #FreePalestine hashtagini paylaştı diye anında linç edildi. O da bu linç kampanyasına ancak sekiz dakika dayanabildi ve paylaştığı twiti silmek zorunda kaldı...
İsrail’in, geçen ay Gazze’de estirdiği devlet terörünü meşru gösterebilecek hiçbir mazereti yok. Gazze’de yüzlerce Filistinlinin katledilmesi Hamas tarafından kaçırılıp öldürüldüğü iddia edilen üç İsrail vatandaşın intikamı değil. Olup biten bölgedeki işbirlikçileriyle ortak düşman ilan ettikleri Hamas’ı bitirme operasyonudur. Onun da ötesinde Filistin kanı üzerinden yeni bir Ortadoğu ve Filistin denklemi kurmak gayretinin bir sonucudur.
İsrail olanca vahşiliğine, sahip olduğu tüm güçleriyle abanmasına, Batılı ve bölgedeki işbirlikçi dostlarını yanına almış olmasına rağmen Filistinlilerin direnişini teslim almaya bir türlü muktedir olamadı, olamayacak da.
Evet bugün sahip olduğu askeri gücüyle masum insanları katleden, kendisine tehdit oluşturabilecek risklerden tamamen arındırılmış bölgede herkese meydan okuyan bu haydut devlet bir gün mutlaka ama mutlaka zeval bulacaktır. Eline binlerce masum insanın kanı bulaşmış, binlerce mazlumun ahını alan bir devletin ilelebet payidar olması mümkün değildir. Ancak bu sürecin hızlanabilmesi için önce ona bu cesareti veren hatta kapalı kapılar ardından “şu İslamcıları bitirirsen sen bitirirsin” diyen diktatörlerden bölgenin kurtulması lazım.