
Ramazan ayının orucunu ve her aydan üç gün oruç tutmanın göğsün ‘vahar’ını (Arapçada kin, gayz, öfke, düşmanlık, vesvese, hile, sinirlenme) giderdiği belirtilirken; başka bir hadiste de her aydan üç gün oruç tutmanın göğsün ‘mağarra’sını (şeytanın pisliği) temizlediği nakledilmiştir.
fendimiz’in (s.a.v.) seferlere çıktığında dahi aksatmadığı bir sünnet varmış... Kameri ayların 13, 14, ve 15. günlerinde oruç tutmak... Çeşitli hadislerde Ramazan ayının orucunu ve her aydan üç gün oruç tutmanın göğsün ‘vahar’ını (Arapçada kin, gayz, öfke, düşmanlık, vesvese, hile, sinirlenme) giderdiği belirtilirken; başka bir hadiste de her aydan üç gün oruç tutmanın göğsün ‘mağarra’sını (şeytanın pisliği) temizlediği nakledilmiştir. (1)
Yapılan son araştırma sonucunda elde edilen veriler, bu eşsiz sünnetin hikmet dünyasındaki yankılarını haykırmakta. Araştırmada üç gün boyunca oruç tutmanın yaşlı insanlarda dahi bağışıklık sistemini yenileyebildiğini göstermekte. Besin uzmanlarının oruç tutmak hususundaki olası sakıncaları barındıran düşüncelerinin aksine, oruç tutmanın kök hücrelerin aktifleşmesini arttırarak bağışıklık sistemi hücreleri olan akyuvarların (beyaz hücrelerin) yenilenmesini sağladığı gözlemlendi. Böylelikle oruç tutan denek insanların bağışıklık sisteminin enfeksiyonlara karşı daha hazırlıklı olabileceği düşünülüyor. Bilhassa, kanser hastalarının kemoterapi seansları sonucu zarar görmüş bağışıklık sistemi hücrelerinin oruç tutmak yoluyla vücuttan temizlenebileceği yorumlanmakta.
Aynı durum, bağışıklık sisteminin zayıf olduğu insanlar için de geçerli. Oruç tutmak vesilesiyle bağışıklıklarını arttırabilecekleri öngörülmekte. Araştırmacılar özellikle ‘oruç döngülerinin’ bir yenilenme özelliğine sahip olduğunu keşfetmekteler. Oruç tutan vücut, gereksiz enerji harcamasını azaltarak bağışıklık sistemi hücrelerini öldürmeye çalışmakta; kök hücreler yardımıyla tekrar çoğalan ve yenilenen akyuvar hücreleri enfeksiyonlarla ve kanserle vücudun savaşmasında pozitif bir rol aldığı düşünülmekte. Deneklere üç gün boyunca oruç tutturulması sonucu, hastaların kemoterapi ilaçlarının zehirli etkilerinden korunduğu bulundu.
Böylelikle oruç tutan vücudumuz, yaşlı veya zarar görmüş akyuvar hücrelerinden arındırılırken; çoğalan ve yenilenen bağışıklık sistemiyle kendi dengesini yeniden kurmaya çalışmakta. Bundan dolayı araştırmacılar ‘oruç döngülerinin’ yeni bir bağışıklık sistemi oluşmasında çok etkili olduğunu belirtmekteler. Bununla birlikte, oruç tutma süresinin günden güne uzatılmasıyla vücudun glikoz (şeker) ve yağ kaynaklarını eritmeye zorlandığı ve beyaz kan hücrelerinin sayısını da artan oranda azalttığı belirtilmekte. Ve tekrar beslenme (iftar) sonucu akyuvar hücrelerinin yenilenerek geri gelebildiği görüldü. Oruç süresinin uzatılmasıyla kanser riskini ve tümör oluşumunu tetikleyen ve bilhassa yaşlılıkla ilişkisi olduğu görülen PKA enziminin azaldığı keşfedildi. Bu durum, orucun kanserden korunmaya ve vücudun genç kalmasına karşı pozitif etkiye sahip olduğunu gösteriyor...
Güney Kaliforniya Üniversitesi’nde ‘orucun vücut üzerindeki etkileri’ üzerindeki araştırma sonuçlarını açıklayan Yaşlılık Hastalıkları Bilimi uzmanı Valter Longo’nun şu sözü, oruç tutmanın hikmetlerine ışık tutuyor: ‘Şimdiye kadar oruç tutmanın zararlı etki yapacağına dair hiçbir kanıt yok; fakat yararlarıyla ilgili ellerimizde çok sağlam sonuçlar var...’
Kaynakça:
1- Ahmed bin Hanbel. Müsned. el-Fethu’r-Rabbanî, c. 10. (Nafile oruçlar babı).
2- Sarah Knapton. The Daily Telegraph. National Post Wire Services. Fasting for three days renews entire immune system, protects cancer patients, ‘remarkable’ new study finds. Haziran 2014