
Biliyorum; kafanızı az daha yorsanız siz de göreceksiniz o önünüzde duran apaçık gerçeği… Kanmayalım. Âgâh olalım erenler!
Brezilya yerlileri hâlihazırda denizden gelecek bir kurtarıcı bekliyorlar.
Eski Amerika yerlileri olan Aztekler, gelecek kurtarıcı tanrılarına(!) “Quetzalcoalt” ismini vermişlerdi. Kendilerini düşmanlarından kurtaracağına, ilahi adaleti gerçekleştireceğine inanıyorlardı.
Kuzey Amerika yerlilerinden Algonkinlerin, Montagnai kabilesi üyelerinin beklediği müstakbel kurtarıcının adı “Tsekabec” iken Mayaların beklediği kurtarıcının adı ise “Kukulkan”dı.
Güneydoğu Asya’nın bazı bölgelerinde özellikle Kalimantan, Nias ve Jawa’da “Jayabovya” isminde bir kurtarıcı mesih/mehdi bekleniyor.
Avustralya’nın kuzeyinde oldukça büyük bir adanın ilkel sakinleri, “Mensren” adında bir kurtarıcının, zenginliklerle dolu bir gemi ile geleceğine ve kendilerini yabancı hâkimiyetinden kurtaracağına inanıyor.
Budistlere göre “Budda”, Brahmanlara göre “Brahma” bir gün onları kurtarmak için geri gelecek.
Hindulara göre dünyaya gelecek olacak onuncu Avatar, karanlık çağa son verip kusursuz bir altın çağ başlatacak. Bu muhteşem hükümdar kurtarıcının adı “Kalki”.
Sümerliler ve Babilliler; günah ve kötülüklerin dünyayı saracağı, halkın beklediği kurtuluşu ise tanrının kendisi veya göndereceği bir hükümdarın gerçekleştireceği, dünyayı tekrar düzelteceği inancına sahiptiler. Hatta bu sebeple Kral I. Sargon (M.Ö. 2350) kendini beklenen hükümdar olarak ilan etmiş ve kendisi hakkında efsaneler söyletmişti.
Aynı şekilde Hamurabi de (M.Ö. 1728-1686) beklenen kurtarıcının kendisi olduğunu ve tanrı(!) Şamaş’ın oğlu olarak dünyaya geldiğini açıklamış, ülkede adaleti hâkim kılmanın, kötüleri ve zalimleri yok etmenin kendi vazifesi olduğuna inanmıştı. Taraftarları onun ölümünden sonra tekrar geri dönmesini beklemişlerdi.
M.Ö. 1950 yılından kalma bir papirüs metnine göre Eski Mısır hükümdarlarından biri olan Kral Snefru, kâhinine Mısır’ın istikbalini sorduğunda; kâhin, zamanın günden güne kötüleşeceğini, Mısır’ın başına büyük felâketler geleceğini, nihayet güneyden çıkacak “Ameni” isimli hükümdarın Mısır’ın kaderini değiştireceğini, adaleti hâkim kılacağını haber vermişti.” (Prof. Dr. Ekrem Sarıkçıoğlu, Dinlerde Mehdi Tasavvurları, Sidre Yayınları, Samsun, 1997)
Yahudilerin beklemekte olduğu Mesih (mehdi) ise ahir zamanda Hz. Davud’un soyundan gelecek, tüm Yahudi halkını vaad edilen topraklara yerleştirecek, Kudüs’te Siyon dağında bir tapınak kuracak, krallığı sonsuza dek sürecek, onun döneminde vahşi hayvanlar bile uysallaşacak. Aynı zamanda o, siyasî tarafı ağır basan kurtarıcı dini bir lider olacak.
Bir dipnot olarak şunu da ifade etmekten kendimi alamıyorum: Halen bu inançlarını ısrarla koruyan Yahudiler, tarih içinde pek çok mehdi de çıkarmışlar aslında içlerinden(!) Beni en çok güldüren mehdileri ise Giritli Moşe. :) 431 yılında zuhur eden bu zat, kendisinin; vaktiyle İsrailoğullarını Firavun’un zulmünden kurtaran Musa (Moşe) ile aynı şahıs olduğunu; Allah’ın, kendisini İsrailoğullarını yeniden kurtarmak üzere gökten indirdiğini, kavmini tıpkı Kızıldeniz’den selametle geçirdiği gibi bu defa da Akdeniz’den geçirerek, Arz-ı Mevud’a götüreceğini vaad etmiş. Kendisine inanan Giritli bütün Yahudiler, işlerini tasfiye edip, ellerinde avuçlarında ne varsa dağıtmışlar (Çünkü Mesih çağında paraya ihtiyaç olmayacağına inanılıyormuş) ve Mesih’e(!) uymuşlar. Belirlenen gün gelince Mesih’in peşinden dağlık bir buruna gelmişler ve onun emri ile tepe üstü denize atlamaya başlamışlar. Civardaki balıkçıların yardıma gelmesi sayesinde bir kısmı boğulmaktan kurtulmuşsa da çoğu telef olup gitmiş. Aldatıldıklarını çok geç de olsa anlayan Giritli Yahudiler, bu adamı cezalandırmak için ne kadar aramışlarsa da bulamamışlar. Arkasında en ufak bir iz bırakmadan ortadan kaybolmuş. Yaşadıkları bu acı hadisenin ardından bir tepki olarak çoğu Hıristiyan olmuş…
Hıristiyanlar ise halen Mesih’in bir gün dünyaya geri döneceğine ve yeryüzünde “tanrının krallığı”nı kuracağına inanıyorlar… İncil’de geçen Faraklit kelimesinin; biz Hz. Muhammed’i (s.a.v.) kast ettiğini savunurken, Hıristiyanlar ise sözü edilen bu Mesih’i haber verdiğini iddia ediyorlar.
Bütün bunları size niye anlatıyorum? Açıkça ifade etmek istemediğim bir durumla ilgili olarak; büyük resmi görmenize yardımcı olmak arzusundan. Çünkü o zaman daha kolay olacak. Biliyorum; kafanızı az daha yorsanız siz de göreceksiniz o önünüzde duran apaçık gerçeği… Kanmayalım. Âgâh olalım erenler!