1. Betül Sert’in çiçek fotoğrafı genel olarak iyi çekilmiş makro bir çalışma. Doğrudan karşıdan değil de biraz yan taraftan çekilmesi, flu arka plan içinde oldukça temiz bir beyaz çiçek görüntüsü, arının hatlarının büyük oranda belli olması, çiçeğin alt kısmında yer alan yeşil tonlama fotoğrafın artıları. Sert sayılabilecek ışığa rağmen beyaz kısımlarda ciddi bir patlama olmaması çiçekte hiçbir kayba neden olmamış. Bir iki küçük ayrıntıya dikkat ederek çok daha başarılı fotoğraflar çekmeniz mümkün. Bu fotoğrafta göze çarpan bir iki eksikliği de vurgulamakta fayda var. Birincisi çiçek tam karenin ortasına yerleştirilmiş. Genel olarak ana nesnemiz kareyi tam doldurmuyorsa tam ortaya yerleştirmemiz gerekiyor. Burada çiçek biraz daha sola çekilebilirmiş. Böylece çiçeğin baktığı yöne doğru bir bakış açısı genişliği yakalayarak derinliği daha zengin bir fotoğraf çekmemiz mümkün olurmuş. İkincisi de fotoğraflara tarih belki sizin için ne zaman çektiğinizi takip etmeniz bakımından bir kolaylık. Ama fotoğrafı izleyenler için ciddi bir dikkat kaybına neden olduğunu unutmayın..
2. Feyzanur Öztürk’ün makro çekirge, duruşu itibariyle doğal gelmese de temel makro fotoğraf tekniği bakımından ciddi problemi olmayan bir fotoğraf. Çekirge neredeyse bütün hatlarıyla net bir şekilde kareye girmiş. Gövde ve gözlerin netliği de iyi ayarlanmış. Yalnız sağa doğru uzanan anten kesilmese daha iyi olabilirmiş. Fotoğrafta flaşla çekildiği için oluşan gölgelerle bazı ayaklar ikişer tane görünüyor. Tabii buna yapılabilecek çok fazla bir şey yok. Bir de fotoğrafı sola döndürüp bakarsanız fotoğraf çok daha doğal görünüyor.
3. Hüseyin Fatih Yaz’ın gönderdiği kütükten oluşturulmuş kanallarla taşınan su, konusu itibariyle hemen dikkat çekebilecek orijinal bir fotoğraf. Çünkü böyle bir manzarayı her yerde görmeniz mümkün değil. Yazın şu sıcak günlerinde, gerek etrafındaki yeşilliği, gerekse gürül gürül akan suyuyla insanı serinleten bir havası var. Ama fotoğrafta biraz yatay çekilmesinden, biraz da yanlış kompozisyon seçiminden dolayı bir karmaşa var. Daha sade çekseydik çok daha dikkat çekici bir fotoğrafımız olurdu. Bir de en önde suyun aktığı yeri göstermemiz gerekiyordu. Bunun yanında fotoğrafı bir de yukarıdan aşağıya doğru çekebilir miydik diye bir soru aklımıza gelmeli. Belki o zaman suyun akıp gittiği yeri sonuna kadar görebileceğimiz derinliği olan bir fotoğraf çekme şansımız olurdu belki. Ama en azından konu seçimi, farklılık arayışı nedeniyle Hüseyin beyi kutluyoruz.
4. İğneli yapraklardan süzülen su damlacıkları fotoğrafı İhsan Emre Bulut’un gönderdiği aynı seriden çekilmiş 6 fotoğraftan birisi. Bu fotoğraf tek başına bakıldığında kendi içinde güzelliği olan, ufak tefek hatalarıyla birlikte dikkat çeken bir kare olmuş. Damlaların seviyesine inilerek çekilmiş olması, arka planın flu bırakılarak ana konunun ön plana çıkarılması ve sadeliği dikkatli bir gözün izlerini taşıyor. Ancak fotoğraf serinin diğer fotoğraflarıyla birlikte ele alındığında gerekli heyecanı oluşturamıyor. Oysa fotoğrafın başarılı olma ölçülerinden birisi de ilk başta fotoğrafı çekende, sonrada onu görende belli bir heyecan uyandırması. Bu seride ise bütün fotoğraflar neredeyse birbirinin kopyası fotoğraflar olmuş. Çünkü fotoğraflar birbirine çok yakın açılardan ve gerek kadraj gerekse teknik ayarlarda fazla değişiklik yapılmadan çekilmiş. Bu tür seri fotoğraflar çektiğimiz zaman hiç olmazsa tamamen farklı açılardan çekerek her yönden konuya bakmaya gayret etmeliyiz. Çünkü ışığın yansımasının konu üzerindeki etkileri her açıdan çok farklı fotoğraflar çekmemize imkan verir. Bu fırsatı kaçırmamalıyız.