Gençlik araştırmaları hep ilginç sonuçlar içermiştir. Genellikle de “ah gençliğim, vah gençliğim” dedirtecek sonuçlardır bunlar. Büyük ölçüde gençlikle ilgili genel kanaatleri besleyen bu sonuçların dün ak, bugün kara demesi çok da önemli değildir. Her hal ve karda söylenecek zaten söylenmiştir, değişmez: “Gençlik mi? Gençlik bitmiş kardeşim…”
Geçen ay basına yansıyan iki araştırma vardıkları zıt sonuçlarla araştırma komedisine yeni bir sayfa daha ekledi. Türkiye Kamu-Sen tarafından yaptırılan ilk araştırmaya göre gençlerin “yüzde 56.8’i gelecekten umutsuz, yüzde 56.2’si başka bir ülkede yaşamak istiyor, yüzde 46’sı işsizlikten korkuyor, yüzde 48.5’i iyi bir işin kapısını etkili tanıdıkların açtığına inanıyordu.” Araştırmayı yorumlayan Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk’a göre bu sonuçlar “kendine güveni olmayan, kendini yeterince yetiştirememiş bir nesil” anlamına geliyordu.
İstanbul Kültür Üniversitesi ve KONDA Araştırma tarafından düzenlenen ‘Türkiye Gençliği Araştırması’na göre ise her 10 gençten 6’sı geleceğe olumlu bakıyor ve ‘benim hayat şartlarım 5 yıl sonra daha iyi olacak’ görüşünü destekliyordu. Bu araştırmayı yorumlayan sosyolog Prof. Dr. Tülay Bozkurt’a göre, “sonuçlar, ülkenin ve kendi gelecekleriyle ilgili iyimser ve ümitli bir gençliğe işaret ediyor”du.
Tamam herkes durduğu yerden konuşuyor ve yorum yapıyor ama araştırmaları da bu kadar eğip bükmemek lazım canım, bu işin de bir haysiyeti var. Yok mu yoksa?