
Türkiye’nin geçen ay konuştuğu konulardan birisi de internet kullanımına ilişkin düzenlemeler hakkında idi. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu’nun 22 Ağustos’ta yürürlüğe girecek “İnternetin Güvenli Kullanımına İlişkin Usul ve Esaslar” adlı düzenlemesi bir kesim tarafından “sansür” nitelemesi ile engellenmek isteniyor.
Medyada geniş bir destek bulan “sansür istemezük” ekibi sanal dünyada örgütlendi, yurt çapında eylemlere girişti. Düzenlemenin sahibi BTK Başkanı Tayfun Acarer’in sabır ve teenni ile yaptığı açıklamalar nedense bu kesimi tatmin etmiyor. Aslında zaten var olan bir uygulama, farklı kullanıcı paketleri ile çeşitlendiriliyor. BTK’nın niyeti samimi aslında: İnternetin zararlı etkilerinden çocuklarını korumak isteyen ailelere güvenli seçenekler sunmak. Böyle güzel bir niyetle ortaya konan uygulamaya makul bir sebep olmaksızın karşı çıkmak nasıl bir niyete dayanıyor, doğrusu insan şaşırıyor. Karşı olan neye karşı, bunu ortaya koymak lazım, diğer türlü kiminle yan yana düşüldüğü ve kimlerin savunulduğu konusunda yüzler kızarabilir. Bir diğer husus da asılsız korkuların üzerine bina edilecek toptancı hükümlere bu tür yapıcı uygulamaların güme gitmesi tehlikesidir. BTK’nın adı bir kere sansürcüye çıkarıldı mı ondan sonra ağzıyla kuş tutsa yaranamayacak bir pozisyona düşecek. Bir kısım medyanın gayreti bu işte; üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek…