Osman Çoşkun
Hani derler ya doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar, günümüz insanı düşünmeyi bıraktığı gibi düşünenin düşünmesinin ve düşüncelerinin önüne engel koymak için her türlü yolu deniyor. En mantıklı senin düşüncen olsa da hiçbir neden bulamazsa “Sen” olduğun için düşünmene ve düşüncene engel oluyor.
Bunları düşünürken insanları A, B, C… olarak ayırmak yerine insanlar nasıl bu hale geldi bunu da düşünmek gerekir. Günümüz insanları popüler kültür neyse ona yöneliyor çünkü daha rahat ve daha kolay... Kimse düşünceye, duyguya ve insan onuruna dikkat etmiyor, karşı taraf ne diyor, önemsemiyor. Bununla da beraber eskiden şöyleydi, böyle hoşgörü vardı diyerek egolarını tatmin etmekten geri kalmıyorlar.
“Eskiler” İslam’ın “Oku!” emrine göre yetişiyorlardı. “Oku”mak her şey demekti. Dinin emirlerini okumak, hayatımıza yön veren Kur’an’ın ve Peygamberimiz(s.a.s.)’in hadislerini okumak, değerli İslâm büyüklerinin kitaplarını okumak, pozitif bilimleri okumak… Okuyan insan düşünür, düşünen insan ise Yaradan’a bir adım daha yaklaşır ve gereksiz boş şeylerden yüz çevirir.
İnsanı insan yapıp, yaradılmışların en üstünü yapan değerleri terkedip, “Batı”dan gelen materyalizm ve kapitalizme sarılan yani maddeye, paraya, dış görünüşe önem veren “insanlar” biraz okusalardı düşüncelerin önüne engel olmak yerine gelişmesine katkı sağlarlar ya da kendi düşüncelerini öne sürerlerdi. O yüzden zordur bu devirde beyin olmak, çünkü kullanan insan sayısı giderek azalıyor.
Şunu da sormadan edemeyeceğim; Övdüğün “eskiler” gibi okuyup medeniyet unsurlarına katkıda bulundun mu ki, düşünen insanların düşüncelerine engel olup yeriyorsun?