Seksenine merdiven dayamış, geçirdiği rahatsızlık nedeniyle aylarca Fransa hastanelerinde kalmış, konuşma ve yürüme zorluğu çeken, ortalıklarda görülmemesi sebebiyle, “hayalet” “zombi” “sanal” diye anılan Abdülaziz Buteflika, tekerlekli sandalye ile gidebildiği seçim sandığından dördüncü kez Cezayir Cumhurbaşkanı olarak çıktı. Arap medyasında bu tablo, hem Budeflika hem de Cezayir halkı açısından “elem veren trajedi” olarak yorumlandı. 40 milyonluk Cezayir halkının kendilerini yönetecek bir aday çıkartamamış olmasına vurgu yapılarak.
Kendini yönetemeyecek kadar sağlık sorunları yaşayan, bozuk ekonomik şartlara ve devletin en üst kadrolarına yönelik yolsuzluk iddialarına rağmen Budeflika’nın, Cezayir halkını yönetebilecek tek lider olarak görülmesi gerçekten düşündürücü.
Cezayir, dünyanın en önemli doğalgaz tedarikçisi ama halkı çok ciddi ekonomik zorluklar yaşıyor. Ülkede 24 yaşın altındaki gençlerin yüzde 10’undan fazlası işsiz ve nüfusun yüzde 23’ünden fazlası yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Özgürlükler ve insan hakları ihlalleri konusunda da halk hareketlerin görüldüğü diğer Ortadoğu ülkelerinden pek bir farkı yok Cezayir’in. Eski askerler ve oligarkların yönetiminde bir ülke Cezayir.
Tüm bu olumsuzluklara rağmen Arap Baharı’nın estiği süreçte Cezayir pek gündeme gelmedi. Peki neden? Çünkü Cezayir halkı 1991’de baharını demokratik yollarla gerçekleştirmeye çok yaklaşmıştı. Ulusal Halk Meclisi’ni yenilemek için 27 Aralık 1991’de yapılan seçimlerin ilk turu İslami Selamet Cephesi (FIS) adaylarının kesin üstünlüğüyle noktalandı. Ülkenin kanını emen statüko, seçimlerin ikinci turunu beklemeden orduyu harekete geçirdi ve yönetime el koymasının önü açıldı. O tarihten itibaren on yıl boyunca Cezayir inanılmaz karanlık bir süreç yaşadı. Batı desteğini de arkasını alan cunta devlet terörünün her türlüsünü uyguladı. Bu da karşı şiddet olaylarını beraberinde getirdi. Faili meçhul cinayetler, toplu katliamlarla geçen on yılın ardından Cezayir 200 bin insanını kaybetti. Ekonomisi alt üst oldu. Bu süreç Cezayir halkının zihinlerinde kolay kolay silinmeyecek bir iz bıraktı. İşte Arap Baharı’nın Cezayir’i neden es geçtiği büyük oranda Cezayir’in yakın tarihindeki bu karanlık günlerle izah ediliyor. Cezayir halkının o karanlık günleri yeniden yaşama korkusu Buteflika gibileri elden ayaktan düşenleri bile kahraman yapıyor…