Batı yanlılarının iktidara gelmesinden bu yana çalkantılı günler geçiren Ukrayna’da, Kırım’ın ardından Rus nüfusun yoğun olduğu bölgelerde ayrılık rüzgârları esmeye devam ediyor. Önce Kırım’ı ilhak eden Rusya, salam dilimi misali, dilim dilim Ukrayna’yı parçalamak üzere. Kırım’ın ardından Donetsk, Harkov, Lugansk gibi şehirler ayrılmak için sırada bekliyor. Transdinyester bölgesi bağımsızlığını ilan etti bile. Rusya’nın, eski Sovyetler Birliği ülkelerini kuşatmaya başladığının altı çiziliyor siyasi analizlerde. Batı medyasına bakılacak olursa Rusya’nın dağılan Sovyetler Birliği’ni yeniden kurma planı adım adım gerçekleşiyor.
Rusya’nın eski SSCB’yi yeniden toparlaması mümkün olmasa da Batı dünyası gidişattan endişeli. Batı, daha fazla ileri gitmemesi için Rusya’ya karşı NATO üzerinden esip gürlüyor ama nafile. Batı’nın özellikle de Avrupa Birliği’nin Rusya’ya karşı efelenmekten başka askeri anlamda yapabileceği bir şey yok. Geriye ekonomik yaptırımlar kalıyor. Ancak onun da uzun soluklu olamayacağı aşikar. AB’nin krizden yeni yeni çıkmaya başlayan kırılgan ekonomisi bunu kaldıracak mukavemette değil. Sonra Avrupa ülkelerinin enerji konusunda Rusya’ya bağımlılığı önemli bir handikap. Yani vananın başında Rusya olduğu sürece Avrupa’ya rahat uyku yok. Rusya doğalgazına karşı alternatif olabilecek ABD’deki kaya gazı meselesi de kısa vadede çözüm olarak gözükmüyor. Bu noktada doğalgazı Avrupa’ya ulaştırabilecek en ekonomik, en kestirme yol Türkiye üzerinden geçiyor. Bu yüzden Batı ile Rusya arasındaki bu kriz Türkiye açısından iyi bir fırsata dönüşebilir.
Velhasıl, Batı ile Rusya arasında Ukrayna üzerinden yürüyen ve soğuk savaş günlerini çağrıştıran bu krizde Rusya’nın eli daha güçlü gözükse de işin sonunun nereye varacağını kestirmek güç. Krizin sadece bölgeye değil Batı ile Doğu arasındaki güç mücadelesinin verildiği tüm alanlara yansıması olacağı muhakkak. Ukrayna’da kaybeden Batı, bu kaybını başka noktalardan telafi etmeyi deneyebilir. Bekleyip göreceğiz. Ancak bu krizin ortaya çıkardığı çok yalın bir gerçek var. O da Batı’nın ipiyle kuyuya inilmeyeceği gerçeği. İnilirse ne olunacağı Ukrayna’da görüldü. Batı’nın gazına gelen Batı yanlısı Ukraynalılar da bunu öğrenmiş oldu ama “bağdu harabu Basra”.