Hazret-i Mevlâna:
“Nice samimî kişiler vardır ki; ağlayarak, sızlayarak içten yaptıkları dualar, ta göklere kadar yükselir! Bunun üzerine, melekler Cenab-ı Hakk’a yalvarırlar;
“Ey her duayı kabul eden Rabbimiz! Mü’min kulun yalvarıp yakarıyor; Senden başka güvenecek, dayanacak bir varlık bilmiyor, tanımıyor! Sen, Sen’i tanımayanlara, Sana yabancı olanlara bile ihsanlarda bulunursun; her dilek sahibi, dileğini Sen’den diler!”
Cenab-ı Hak, meleklere buyurur ki:
“Mü’min kulumun dileğini vermeyi tehir edişim, onu suçlu ve hor gördüğümden değildir! Onun dileğini geciktirmemde, ona bir lütuf ve yardım vardır!
İhtiyacı, o kulumu gafletten uyandırdı; Ben’i düşünmezken, Ben’i hatırlamazken, ihtiyaç onu aldı, saçından tuttu, çeke çeke Bana, Ben’im huzuruma getirdi. Onun ihtiyacını giderir, duasını kabul edersem, Ben’i unutur da döner, çocuklar gibi oyuna dalar!’’
Gönülden ve candan yalvararak, kalbi kırık, gönlü yaralı, içi yanarak, ağlayarak inleyerek; “Aman ya Rabbi!” diyoruz.