Şenlikli bir ülkede yaşıyoruz. Şenlikli ülkemizin en şenlikli yıllarından birini de 2013 sıra nosuyla yaşadık. Gün geçmiyor ki “Bu kadar da olmaz canım!” dediğimiz bir şey; daha cümlemizi tamamlayıp, ağzımızı kapamadan başımıza gelmiş olmasın. Demek “Olmaz olmaz” atasözü boşuna üretilmemiş bu kültürde. Hadiselerin ilk anki sıcaklığı içinde, hakikatteki çaplarını algılayamıyor, görünen yüzlerinin arkasında gizli iç yüzlerini göremiyoruz çoğunlukla. İşte almanaklar buna imkân tanıyor biraz.
7 ŞUBAT: Soğuk Savaşın İlk Operasyonu
Terörün bitirilmesi için devlet adına PKK’lılarla müzakerelerde bulunan MİT yetkilileri bir Cumhuriyet Savcısı tarafından vatan hainliği ile suçlandı. Başbakan Erdoğan’ın ağır bir ameliyat geçirmesinin hemen akabinde Müsteşar Hakan Fidan ile eski müsteşar Emre Taner ve yardımcısı Afet Güneş hakkında yakalama emri çıkarıldı. Bu, hükümetle “bilinen cemaat”in arasının açıldığıdır…
13 MART: Vatikan A.Ş.’ye Yeni CEO
Tarihte bir ilk olarak Papa XVI. Benedictus’un istifasının ardından Katolik Kilisesi’nin 266. Papası Arjantinli Jorge Mario Bergoglio oldu. Eski Papa hayattayken seçilen ilk Papa olarak tarihe geçti. Artık eski papa nasıl bir şantaj sonucu istifaya zorlandıysa?.. Neyse Vatikan A.Ş.’nin yeni CEO’su hayırlı olsun diyelim bakalım.
22 MART: İsrail Dize Geldi
İsrail, Mavi Marmara baskınıyla ilgili özür dilermiş gibi yaptı. Başbakan Erdoğan’la telefonla görüşen Netanyahu: “Mavi Marmara baskını ilişkileri bozduğu için üzgünüm.” dedi. Metin; hukuki ve diplomatik lisanlar açısından incelendiğinde hiçbir şey ifade etmiyordu. Sonuçta baskın yaptıkları için değil, baskından sonra ilişkiler bozulduğu için; özür dilemediler, üzgün olduklarını ilettiler. Biz de bunu yemedik.
11 MAYIS: “Vursana Hadi Vursana!” Tahriği
Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde, belediye binasının bulunduğu caddede bomba yüklü iki aracın infilak ettirilmesi sonucu 41 kişi öldü, 100’e yakın kişi yaralandı. Neyse ki Türkiye’nin Suriye ile savaşa çekilerek bölgedeki güç ve güvenilirliğinin kırılmak istendiğini anlayan yöneticilerimiz, gaza yahut oyuna gelmediler. Aklınızda bulunsun; tahrikçiye tokat atmamak en ağır silledir…
27 MAYIS: Beş Ağaç İçin Ülkeyi Yaktılar
“Taksim Yayalaştırma Projesi” kapsamında, Gezi Parkı’nda 5 ağaç yerinden söküldü. Türkiye’de yer yerinden oynadı. Ağaçları bahane eden; dışarıdan organize edilmiş güruh, fırsatı ganimet bilerek, işi; yurt çapında hükümet karşıtı bir ayaklanmaya çevirmeyi başardılar. Kargaşaya destek veren Halk T.V. muhabirinin “keşke birkaç ölüm olsa” temennisi makes buldu ve tam 6 kişi “kim vurdu?”ya gitti. Sosyal medyada binlerce sahte ve geçici hesap üzerinden; kitleler, anlık operasyon amacı ile güdüldü. Sonrasında olaylar, olaylar… Gezi kalkışmasının toplum mühendisliği dinamikleri hakkında sosyolojik tezler yazılmalı, yazılacak. Nihayetinde akim kalan sivil görünümlü darbe girişiminin hayırlı sonuçları da oldu. Üzerine iktidar rehaveti çökmüş kesimler silkindi. Mütedeyyin kesim sosyal medyayı keşfetti. İlk defa bilinçli ve uygulamalı olarak toplumsal provokasyonların kodlarını çözmeye başladık. Ortadoğu’yu benzer taktiklerle dizayn eden güçlerin yöntemleri ilk defa Türkiye’de etkisiz hale getirildi.
14 MAYIS: Prangalar Çözülüyor
Türkiye, ilk kez 1958’de borç aldığı IMF ile olan alacaklı-borçlu ilişkisini, 14 Mayıs günü son taksitini de ödeyerek bitirdi. Daha doğru bir şekilde ifade etmek gerekirse aslında biten; İMF ile borçlu alacaklı ilişkimiz değil, esaret hayatımızdı. Allah bir daha köle tüccarlarını kurtarıcı diye başımıza salmasın. Evet; Burada Kemal Derviş’e gönderme var.
3 TEMMUZ: Gezi’nin Fidanları Tahrir’de Meyve Verdi
Türkiye’de duvara çarpan küresel baronlar, rövanşı anca Mısır’da alabildi. Gezi parkının fidanları Tahrir meydanında meyve verdi. Mısır Genelkurmay Başkanı ve Savunma Bakanı Abdülfettah El Sisi yönetime el koyduklarını duyurarak, Mısır’ın ilk seçilmiş sivil cumhurbaşkanını görevden uzaklaştırdı.
21 EYLÜL: Önce İnsan Olun
Somali merkezli Eş-Şebab örgütü üyeleri, Kenya’nın başkenti Nairobi’de lüks bir alışveriş merkezine düzenledikleri baskında 68 insanı öldürdüler. Saldırıda 293 insan ile İslam’ın sevgi, hoşgörü ve barışa gülen yüzü de ağır şekilde yaralandı. İnsan olunmadan İslam olunmayacağını anlamamız gerek.
30 EYLÜL: Kafalarımız Artık Daha Özgür
Bir yenisi daha açıklanan demokratikleşme paketiyle kamu kurumlarında başörtüsüne serbestiyet getirilmesiyle kafamızın dışı, her ne kadar sembolikmiş gibi görünse de aslında eski faşist rejimin beyin yıkama uygulamalarından biri olan “andımız”ın(!) kaldırılmasıyla da kafamızın içi özgürleştirilmiş oldu.
29 EKİM: Yıl Olmuş 2013: Fener Alayıyla Cumhuriyet Kurtaranlar Var
Asya ile Avrupa arasında denizin altından demiryolu ulaşımını sağlayacak Marmaray, törenle açıldı. Böylece cumhuriyet tarihinde ilk defa olarak; cumhuriyet bayramı, cumhuriyetin bekasına hizmet edecek somut bir projeyle kutlanmış oldu. Sözde cumhuriyetçiler mi? Onlar Kadıköy’de “fener alayı düzenleyerek” cumhuriyeti kurtarmayı tercih ettiler.
31 EKİM: Had Bildirenlere Hadleri Bildirildi
Dört kadın milletvekili ilk kez Meclis Genel Kurulu’na başörtülü olarak girdi. Bu sefer “bu kadınlara hadlerini bildirecek” bir babayiğit, ya da bir “Karaoğlan” bulunamadı.
14 KASIM: I. Dershane(!) Meydan Savaşı
“Bilinen cemaat” basınının “amiral gemisi” Zaman Gazetesi, dershanelerin kapatılacağı duyumlarına istinaden “Eğitime Darbe” manşetiyle hükümet mevzilerini açıktan bombalamaya başladı. Meselenin aslında dershane meselesi olmadığını sağır, kör, geri zekalı sultan bile biliyor artık. Olan kamuoyunun ilk olarak MİT kriziyle farkına vardığı; hükümet ve “bilinen cemaat” arasındaki soğuk savaşın sıcak savaşa dönmesiydi.
17 ARALIK: Aaa! Cambaza Bak (Yine)
Yolsuzluk ve rüşvet iddiasıyla yürütülen soruşturma kapsamında aralarında bakan çocukları, belediye başkanı, banka yöneticileri ve işadamlarının da bulunduğu 37 kişi gözaltına alındı. 2013, en önemli vukuatını sona saklamış gibi. Yolsuzluk operasyonu gibi görünen şey, “bilinen cemaat”le hükümet arasındaki kuvvet mücadelesi gibi görünen şey aslında Türkiye’ye yönelik uluslararası bir operasyon. Amaç yine “Cambaza bak!” deyip ceplerimizi boşaltmak. Aman dikkat!!!