
Hak âşığı Râbia el-Adeviyye, muhabbetullâh’ın lezzetini şu terennümlerle kalplerimize ne güzel aksettirir:
Sen tatlı ol da, bütün hayat zehirle dolsun,
Sen râzı ol da, bütün insanlar öfkeyle dolsun.
Benim aram iyi olsun yeter ki Sen’inle,
İsterse harâb olsun sonra bütün âlemler.
Sen’in sevgin olduktan sonra, gerisi hep boştur.
Çünkü toprağın üstündeki her şey elbet bir gün toprak olacaktır.
Budala Avcı!
Mevlânâ Hazretleri, muhabbet sermâyesini fânî ve izâfî varlıklar uğruna hebâ ederek, Mevlâ aşkından mahrum kalanlar için şu ibretli misâli verir:
“Dünyâya gönül verenler tıpkı gölge avlayan avcıya benzerler. Gölge nasıl onların malı olabilir? Nitekim budala bir avcı, kuşun gölgesini kuş zannetti de onu yakalamak istedi. Fakat dalın üzerindeki kuş bile bu ahmağa şaştı kaldı.”