Bugün, son dönem âlimlerinin en önde ismi anılanlarından Mahmud Sâmi Ramazanoğlu’nun 30. ölüm yıldönümü. 1892 yılında Adana’da dünyaya gelen Mahmud Sâmi Efendi 12 Şubat 1984 tarihinde Medine’de Rahmet-i Rahman`a kavuşmuştu. Mensûb olduğu Ramazanoğlu ailesi Adana’nın önemli ailelerinden birisidir. Bu aile; Oğuzların Üçok kolunun Yüreğir boyundandır. Böyle bir aile ortamı içinde büyüyen Mahmud Sâmi Efendi ilk, orta ve lise tahsilini gene Adana’da tamamlar. Daha sonra yüksel tahsil amacıyla İstanbul’a yolu düşer. Darü’l-fünûn mektebine girer ve Hukuk Fakültesini birincilikle bitirir.
Daha çocuk yaşlarda geleceğine dair bir takım ipuçları vermeye başlayan Mahmud Sâmi Efendi, devrin müderris ve ulemasından zahirî ilimleri tedris eder. Yine gençlik yıllarında bir daha dönülmeyecek bir yola baş koyar. Bu yol, Tasavvuf yoludur. İlk başta devrin meşhur Nakşî tekkesi Gümüşhaneli Dergahı’nda bir müddet erbain ve riyazatla meşgul olur. Daha sonra yakın dostlarından eski Beşiktaş Müftüsü Fuad Efendi’nin babası Rüşdü Efendi’nin delaletiyle Kelami Dergahı Şeyhi ve Meclis-i Meşâyih reisi Erbilli Esad Efendi hazretlerine intisap eder.
İleride büyük hizmetleriyle bu yolun ehilleri arasında anılacak olan Mahmud Sâmi Efendi’nin böylece tasavvuf yoluna olan samimiyeti de perçinlenmiş olur. Daha sonra memleketi Adana’da Cami-i Kebir’de vaaz ve hususî sohbetleriyle irşâd hizmetlerini yürütür. Ayrıca Anadolu’nun kimi yerlerini de dolaşarak bu vazifesini itmâm etmeye çalışır. Arap yarımadasına ziyaretlerde bulunur ve bu sıralarda hac vazifesini yerine getirir. Yaşlılık dönemlerine şahsi hayatında ticaretle meşgul olur. 1979 yılında ise hayli yaşlanmış bir vaziyette iken Medine-i Münevvere’ye yerleşir. 12 Şubat 1984’te 92 yaşında iken burada ruhunu teslim eder.
Mahmud Sami Ramazanoğlu’nun yayımlanmış 17 kitabı bulunmaktadır. Kitaplarının muhtevasını İslam tarihi ve tefsir oluşturmaktadır. Bütün eserleri Erkam Yayınları tarafından yayımlanmaktadır. Altınoluk Dergisi, vefatının 30. yılına binaen Şubat 2014 sayısını ona ayırmıştır. Bu dergi sayesinde şahs-ı muhterem hakkında bilgi edinilebilir. Bizde 30. Vefat yıl dönümüne binaen Mahmud Sami Efendi Hazretleri`ni rahmetle anıyor, sizleri Hocaefendi`nin sözlerinden birkaçıyla başbaşa bırakıyoruz.
Burası Hakk kapısıdır kimse geri çevrilmez. Hem de ihvanın kötüsü olmaz.
Dünyada hâlis insanı “Allah’ın” zikrinden alıkoyacak hiç bir mânî yoktur. Mânî olan nefsânî, şeytanî iğvâatdır.
Gözyaşı, Salihin tekâmülüne bir işarettir.
Kalb aynasının göstermesi için vücudun süzülmesi lâzım. Bunun için az yemeliyiz. Bilhassa akşam yemeklerini azaltmalıyız. Akşam karnını tıka basa dolduranlar seherde zor kalkarlar.
Bir ihvan seher vakti kalkmazsa, seher vakti dışında bütün gün seccadeden başını kaldırmasa yine o vaktin ecrine ulaşamaz.