
3 Temmuz 2013’te Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’ye yapılan darbenin ardından geçici yönetimin hazırlattığı anayasa taslağını oylamak için Mısır halkı geçen ay sandığa gitti. Müslüman Kardeşler teşkilatı ve pek çok partinin boykot ettiği referandumdan %98 oranında evet çıktı!
Darbe üzerine bina edilmeye çalışılan meşruluk arayışlarına karşı çıkanların bir anlamda yeni anayasaya “Hayır” diyenlerin sandık başına gitmediği referanduma katılım %38’de kaldı. Bir anlamda cuntanın şimdiye kadar yaptıklarını onaylayanların sandığa gidip “Evet” oyu kullanmalarıyla Mısır’ın yeni anayasası kabul edildi.
Bu sonuç cunta lideri Genelkurmay Başkanı ve Savunma Bakanı Aldülfettah el Sisi’nin cumhurbaşkanlığının önünü açan bir sonuç olarak görüldü tabiatıyla. Bundan sonraki süreçte gerçekleştirilecek olan parlamento seçimleriyle meclis yapısı şekillenecek ve ardından da Cumhurbaşkanı belirlenecek. Kuvvetli ihtimal cumhurbaşkanı koltuğuna da Sisi’nin oturmasıyla ülke yeniden Mübarek döneminin Mısır’ına doğru hızla yelken açacak.
Yani o bildik tek adam dönemi… Devletin tüm köşe başlarını elinde tutan, astığı astık kestiği kestik tek adam yönetimi yeniden tesis edilmiş olacak…
“İslam Şeriatı’nın ilkeleri, -ehl-i sünnet ve cemaat öğretilerinde tanınan kaynakları da dahil- yasamanın ana kaynağıdır.” maddesinin kaldırıldığı, El Ezher’in dini meselelerde danışma makamı olmaktan çıkarıldığı, muhafazakâr aile değerlerine atıf yapan maddelerinin ya silindiği ya da değiştirildiği Mısır’ın yeni anayasası dikiş tutar mı, ülkeyi kaostan kurtarır mı? Görünen biraz zor…
Mursi’nin anayasası tüm Mısırlıları temsil etmiyor diye kazan kaldıranlar, darbeye çanak tutanlar şimdi Mısır halkının ancak %38’inin onayını alabilmiş anayasasını nasıl savunacaklar? Cuntanın resmi kaynaklarına göre bile bu denli düşük katılımlı bir anayasa Mısır’ı düzlüğe çıkarmaz. Velhasıl Mısır sokaklarının tansiyonu kolay kolay düşmeyecek anlaşılan. Bekleyip göreceğiz ancak Mısır’a huzurun gelmesi bir hayli gecikecek gibi duruyor.