Ayşegül Genç - Sami Yaylalı
Taksim Cumhuriyet Anıtına Yakından Bakmak
Taksim Gezi Parkı protestoları esnasında değişik örgütlerin ve toplulukların bayrak ve pankartları ile dolan Taksim Cumhuriyet anıtı İtalyan heykeltraş Pietro Canonica tarafından 1928’de tamamlanmıştır. Anıtın bir yüzü Kurtuluş Savaşı’nı, diğer yüzü ise Cumhuriyet Türkiye’sini simgeler. Yalnız bu “milli” heykelde Atatürk’ün ardında farklı giyimleri ile iki sima dikkat çeker. Bunlar Sovyet generalleri Mihail Frunze ve Kliment Voroşilov’dur. Kurtuluş Savaşı sırasında Türkiye’ye yapılan Sovyet yardımına duyulan minnettarlığı simgeler. Anıttaki bir diğer ilginçlik ise bir terzi tarafından keşfedilmiştir. Mustafa Kemal’in ceket düğmelerinin yanlış tarafta olduğunu söyleyen terzi, diğerlerinin düğmelerinin sağda olup M. Kemal’in düğmelerinin solda olması büyük bir hatadır demiştir.
Bruce Willis’in Twitter Hesabı Yok
Oxford İnternet Enstitüsü ve New York Üniversitesi Sosyal Medya ve Siyasi Katılım bölümleri, Taksim Gezi Parkı olaylarının gelişiminde önemli rol oynayan Twitter hareketlerini inceledi:
-İlk günlerdeki tweetlerin tamamı Türkiye’den atıldı, %50’si İstanbul’dan
-Bütün tweetleri protestocuların küçük bir bölümü yönlendirdi. (Yaklaşık %80’i %1 yönlendirdi)
-Protestoları yönlendirenler popüler isimler değil.
-Tweetler büyük bir hızla İngilizce konuşan kullanıcılara yayıldı. 4. Gün bu oran %30’a yükseldi.
Diğer yandan bazı ünlülerin fake hesaplarından tweetler yollandı.
Taksim Eskiden Mezarlık mıydı?
Mustafa Armağan’ın araştırmalarına göre eskiden Taksim Meydanı, Gezi Parkı’nı ve AKM’yi içine alan ve sahile kadar inen (Eyüp Sultan mezarlığı kadar büyük) bir mezarlıktır. 1926 yılına kadar ayakta duran bu mezarlıktaki, mezar taşları ve selviler Taksim’i ‘laikleştirme’ uygulamasının kurbanı olurken korkunç bir rant transferine de kurban gitmiştir. Taşlar sökülüp selviler kesilmiş ve alan parsellenerek satılmıştır. Öyle ki, bu mezar taşlarının içinde modern edebiyatımızın kurucusu kabul edilen Şinasi’nin mezar taşı da vardır.
Ney Taksimleri
Türk müziğinde tek kişi tarafından doğaçlama ve tek makamda yapılan müzik şekline taksim denilmektedir. Genelde dinleyiciye müzisyenin maharetini göstermeyi ve bir makama aşinalık oluşturmayı amaçlamaktadır. İnsan sesi ile olanına “gazel” denilir. Kökeni Farabi’ye kadar dayandırılmaktadır. Ülkemizde ise en başarılı taksim albümlerinden biri “Dinle Neyden” albümüdür. Neyzen Ender Doğan ve Yahya Soyyiğit’in birlikte çıkardığı albümde birbirinden güzel ney taksimleri bulunmaktadır.
Dolmabahçe Camisi’nde İlginç Mahya
1946 yılında Missouri adlı ABD savaş gemisi Türkiye’ye getirilemeyen eski ABD Büyükelçimiz Münir Ertegün’ün kemiklerini getirmektedir. Ertegün 1,5 yıl önce ölmüş ama savaş yüzünden naaşı ülkemize ulaştırılamamıştır. Daha sonra bunun tamamen bir bahane olduğu asıl amacın Sovyetler Birliği’ne gözdağı vermek ve bizi ABD şemsiyesi altına almak olduğu ortaya çıkmıştır. CHP’li iktidar ve halk büyük bir şaşaa ile gemiyi karşılamışlardır. Öyle ki Missouri gemisi gelirken Taksim’deki Dolmabahçe Valide Sultan camisine “welcome” mahyası asılmıştır. Taksim Gezi Parkı eylemcilerin revir olarak kullandığı Dolmabahçe Valide Sultan Cami böylece ilk İngilizce mahyaya da ev sahipliği yapmıştır.
Halil Paşa Topçu Kışlası
1780 - 1940 yılları arasında İstanbul Taksim Meydanı’nda günümüzde Taksim Gezi Parkı’nın durduğu yerde bulunan bina. Askeri işlevlerinin yanı sıra cambaz gösterileri, at yarışları, Rum hacıların konaklaması gibi amaçlarla da kullanılmış. Taksim Kışlası olarak bilinen bina, eski Belediye Başkanı Lütfi Kırdar döneminde Şehir Plancısı Henri Prost’un önerisiyle yıkılmıştır. Bina mimarisi olarak oryantalist Hint, Avrupa ve Rus mimarisinin karışımı bir üsluptaydı. Bina askeriyedeki batılılaşma heyecanlarının filizlenmesinde önemli rol oynamıştır. 31 Mart vakası olarak bilinen ve devamında Ulu Hakan Abdülhamit Han’ın tahttan indirilmesine kadar varan süreç buradan yönetilmişti.
Kıbrıs’ta Taksim’in Ne İşi Var?
1974 Kıbrıs Barış Harekatı’ndan önce ülkemizde Kıbrıs’ın Türkiye topraklarına katılmasını, Kıbrıs’ın Türkiye’ye bağlı bir il olmasını planlayan fikre taksim denmektedir. Rumların da benzer şekilde bize karşı Enosis fikri vardı. 1974 barış harekatından sonra taksim fikri Kuzey Kıbrıs için geçerli olmaya başladı. Kıbrıs’la ilgili kötü planlar gün yüzüne çıkınca Türkiye’de taksim fikrini koz olarak kullanır. Taksim fikrini savunanlar isim benzerliğinden ötürü Taksim Meydanı’nda defalarca eylem yapmışlardır.
Futbolda Şiddet Taksim Stadında Başladı
Taksim kışlası olarak bilinen Halil Paşa Topçu Kışlası’nın avlusunda düzenlenen Taksim stadı Cumhuriyetin ilk yıllarında önemli futbol müsabakalarının oynandığı bir yerdi. Yaklaşık on beş bin kişilik kapasitesiyle önem arz ediyordu. Şu an Yunanistan liginde büyük takımlardan biri olan AEK bu stadı sahiplenmişti ve ona ait bir stat olarak kabul görmüştü. 1934 yılında Galatasaray-Fenerbahçe arasındaki karşılaşmada Türk futbolunun ilk büyük şiddet olayları yaşanmış, sahada birbirine giren futbolcularla birlikte, yöneticiler ve taraftarlar da birbirine girmiş çok sayıda yaralanmadan ötürü ömür boyu futboldan men cezaları alanlar olmuştu.
Nirvana
İstiklal caddesinden yürümeye başlayanların ulaşmayı istedikleri hedef noktadır hep Taksim. 1 Mayıs eylemleri hep Taksim’de yapılmak istenir. Bunu en çok provokatörler ister. Çünkü Taksim birçok yolun çıktığı, farklı ulaşım imkanlarının bulunduğu, çevresinde nitelik ve nicelik olarak çok farklı yapıların bulunduğu, olası bir olayda kaçmanın ya da saldırmanın kolay olduğu nadir mekanlardan biridir. Taksim’i kontrol etmek zannedildiği kadar kolay değildir. Bu nedenle eylemcilerin, provokatörlerin, nirvanasıdır yani ulaşılıp ele geçirilmesi gereken bir mekân.
Taksim ile Tahrir’in Benzerlikleri ve Farkları
İkisi de mevcut haliyle bir meydan değil bir kavşaktır. İkisi de her türlü protesto ve kutlamaların merkezidir. 1977 yılında Taksim’de Kanlı 1 Mayıs olarak bilinen ve 34 kişinin ölümüyle sonuçlanan olaylar olurken Tahrir’de de Mısır Ekmek İsyanı yapılmıştır ve bu isyanda da yaklaşık 30 kişi ölmüştür. Taksim’de yapılan hiçbir eylem devrimle sonuçlanmamıştır. Bazen ihtilallere zemin hazırlamıştır. Ancak Tahrir’deki eylemler 1919, 1952 ve 2011deki devrimlerin merkezidir. Taksim’in merkezinde Cumhuriyet anıtı vardır. Tahrir’in merkezinde küçük bir havuz vardır ancak yakınında Ömer Makram heykeli bulunur. Ömer Makram Mısırlıların Napolyon’a karşı verdiği direnişin simge ismidir.
Taksim’e Bu Ad Neden Taksim Edildi?
Osmanlı döneminde, civar semtlere su dağıtmak için şu an Taksim Meydanı olarak bulunan bölgeye bir su deposu yapıldı. Depolanan suyu da dağıtmak, yani taksim etmek için küçük bir yapı, yani maksem yapıldı. Meydan adını, eskiden Galata-Beyoğlu suyunun “taksim edildiği”, Taksim Maksemi’nden almıştır. Aslında otomobillerin çoğalmasıyla Taksim meydan özelliğini yitirip kavşak özelliğine bürünmüştür. Ancak genel buluşma alanı olan bu yer buluşmalar mitinge (meeting) dönüşünce araç trafiği durdurularak (genelde illegal olarak) meydan olarak kullanılmaya çalışılmaktadır. Taksim yayalaştırma projesi olarak bilinen proje Taksim’e yeniden meydan hüviyeti kazandırma niteliği taşımaktadır, çünkü araç trafiğinin büyük kısmını yer altına alarak Cumhuriyet anıtı ve çevresini tamamen yayalaştırmayı hedeflemektedir. Ancak Gezi Parkı bahane edilerek başlayan eylemlerle bu proje de akim kalmıştır.