Türkiye demokratikleşme yolunda emin adımlar atıyor fakat bu toprakların asıl mayasını oluşturan temel dinamikleri günümüze taşımakta bazı sıkıntılar yaşıyor. Cumhuriyetin ilk yıllarında devrimler ve yasaklarla ortaya konan çarpık paradigmanın ortaya çıkarttığı hasarın düzelmesi için biraz daha zamana ihtiyacımız var. Son on yıla kadar sadece akademide görülen Osmanlıca mesela, bugün bazı vakıf, dernek ve eğitim kurumları aracılığıyla toplumun ilgisine sunuluyor ve talep de görüyor. Osmanlıca yayın yapan dergilerin çıkması bu ilginin bir sonucu. Yeterli mi? Değil, tabii ki... Medeniyetimizin yeniden inşası köklerimizle kurduğumuz iletişimin güçlü olmasıyla mümkün. Bu da, yabancılaşmayı ortadan kaldıracak Osmanlıca derslerinin toplumun bütün kesimlerine yayılması ile olabilir. O yüzden şöyle bir teklifimiz var: Osmanlıca ortaokul ve liselerde seçmeli ders olsun, çocuklarımız, gençlerimiz kökleriyle buluşsun.