Hayat bensiz de olabilen bir şeymiş.
Anladım işte sonunda.
Din Ayrıymış da İş de Ondan Hepten Bi` Ayrıymış(!)
Başörtüsüne özgürlük! Bakın söylemesi ne kolay. Sanırım bu yüzden herkes bunu “söylüyor”. Ama sadece söylüyor. Başörtüsüne karşı olanları anlıyorum. İnanmıyorlar. Tamam. Siyasal simge olarak görüyorlar. Tamam. Bir gün kendilerinin de örtünmeye zorlanacaklarından korkuyorlar ve bu yüzden şimdiden önünü kesmeye çalışıyorlar. Ona da tamam. Peki ya karşı olmadıkları gibi üstüne üslük savunanlar? Onlar niye başörtülü kızlara iş vermiyorlar? İşin geyiğini, istismarını, siyasetini yapıyorlar ama! Nice ehli İslam, nice ehli tarik adam(!) gördüm; halleri vakitleri, işleri, gidişatları da yerinde. Lakin bir başörtülüyü şirketçilerine sekreter olarak bile almaktan imtina ediyorlar. Niye? Firma imajlarını olumsuz etkileyebilirmiş, din ayrıymış da iş de ondan hepten bi` ayrıymış (en çok da buna gülüyorum). Hadi biz yuttuk. Allah`a da yutturabilecek misiniz?
Hadi Yaptın Büz Dudağını Otur Bari!
Yaa olabilir. İnsan bazen gerçekten de -dolaylı ya da dolaysız- inandığından farklı davranmaya zorlanabilir. Eyvallah gülüm. Hadiste diyor ki “Ümmetimden üç seyin günahı kaldırılmıştır: Hata, unutma ve yapmaya zorlandıkları şey.” Hadi kızlar başlarını açmaya zorlanıyorlar. Senin çalıştığın sektör de seni buna zorluyor. E peki geyiğini yapma bari!!! Yapacağını yaptın: Eğ başını, büz dudağını, otur oturduğun yerde. Başına başörtüsü geyiği yapman için silah dayayan mı var?
Mıh Gibi!
Kimin sözüydü hatırlamıyorum. Ama mıh gibi! Duyup da unutanın dostluktan nasibi olmasa gerektir: “Dost; dostunun günahını değilse bile, günahının sonucunu paylaşandır.”
Hz. Ömer Neden “Ben Münafık mıyım” Diye Sorar ki?
Hz. Ömer bir gün Hz. Huzeyfe`ye sormuş. Hani Hz. Huzeyfe, Hz. Peygamber`in sırdaşı ya... Hani gizli münafıkların isimlerini bile kimseye söylememiş de sadece ona söylemiş ya... İşte Hz. Ömer de buna binaen sormuş: “Münafıklar arasında ben de var mıyım?”. Hz. Huzeyfe de “Hayır.” demiş...
Tuhaf değil mi? Yoksa Hz. Ömer aslında münafıktı da (haşa) “Bakalım peygamber ve dostları bunun farkındalar mı?” diye denemek için mi sordu o soruyu? Düşün düşün... Koskoca halife, adaletiyle meşhur, kendisinde söz ederken “Hazret-i” ekini isminin başına getiriyoruz... Olabilir mi? Acaba?...
Böyle bir ihtimal yok arkadaşlar. Hz. Ömer`in bildiğimiz manada münafık olmasının hiçbir yolu yok. Öyleyse bu soru neden?... Sakın “münafıklık” bizim bildiğimiz manada değil de -ama çoğunlukla olduğumuz- başka bir manada kullanılmışsa?... Biz münafığı hep “Allah`a, peygambere ve diğer iman esaslarına inanmadığı halde inanmış gibi görünen ve öyle davranan kimse.” diye bilmedik mi? Evet öyle bildik. Ama yanlış bilmişiz işte. Bu hikâyedeki münafıklık bence ne biliyor musunuz? Kişinin nefsinin kendine ve Allah`a karşı yaptığı münafıklık! Hz. Ömer bile kendinden bu konuda emin olamadığına göre gizli münafıklık diye bir şey var ve kişinin kendisinden bile gizlenebiliyor bu münafıklık. Hz. Ömer bile bu konuda kendinden emin olamadığına göre biz ne yapalım peki? Ölelim gitsin bence... Biz bittik arkadaşlar!
Haydan Gelen
Hayat kelimesi Allah`ın “Hayy” isminden geliyor. Çoğulu. Kelimeler hakikatin habercileri (El Habir) olduğuna göre... Bu ne demektir? Şu demek olmasın sakın: “Allah`ı tanımanın yolu hayatı tanımaktan geçer!”