
Muâz bin Cebel -radıyallâhu anh- şöyle anlatır:
“Rasûlullah (s.a.v) beni Yemen’e vâli olarak gönderirken, uğurlamak için Medîne’nin dışına kadar teşrîf etti. Ben binek üzerindeydim, O ise yürüyordu. Bana bâzı tavsiyelerde bulunduktan sonra:
“–Ey Muâz! Belki bu seneden sonra beni bir daha göremezsin! İhtimal ki şu mescidimle kabrime uğrarsın!” buyurdu.
Bu sözleri duyunca, dosttan yâni Allâh Rasûlü’nden ayrılmanın verdiği hüzünle ağlamaya başladım. Efendimiz:
“–Ağlama ey Muâz!” buyurdu ve sonra yüzünü Medîne’ye doğru çevirerek:
–İnsanlardan bana en yakın olanlar, kim ve nerede olursa olsun “Allâh’a karşı takvâ sâhibi olan müttekilerdir (yani Allah’ın yüceliğine yaraşır bir şekilde O’na kulluk görevini yapanlar ve ‘O’ndan sakınanlardır)” buyurdu. (Ahmed b. Hanbel, V, 235; Heysemî, IX, 22)