Mehmet Emin Gül - Cantürk Genç
İsmail Hakkı Bursevî Hazretleri kimdir?
İsmâil Hakkı Bursevî üç asır önce yaşamış; mutasavvıf, âlim, müfessir, şair gibi pek çok sıfatı hak eden büyük bir Allah dostu. Hüdayî Hazretlerinden (ö. 1038/1628) sonraki dönemde yaşamış ve onun yolu olan Celvetîliği devam ettirmiş. Hayat macerası, Bulgaristan Şumnu’da başlamış. Zâhirî ve bâtınî ilimleri tahsil ve başkasına aktarmakla geçen ömründe, o zamanki geniş Osmanlı coğrafyasının Balkanlar, Edirne, İstanbul, Bursa, Tekirdağ, Kıbrıs, Şam, Mısır ve Hicaz gibi muhtelif yerlerinde bulunmuş ve belli süreler ikamet etmiş. Yüzden fazla eseriyle en çok eser veren Osmanlı uleması ve sûfîleri arasında yer alıyor.
Bursevî Hazretleri’nin tasavvufi yönünün dışında şair, bestekâr ve hattat olduğunu da öğrendik. Bu konuda biraz bilgi verebilir misiniz bizlere?
Hüseyin Vassâf, bir eserinde İsmâil Hakkı’nın Türkçe, Arapça ve Farsça olmak üzere manzûmelerinin yetmiş bin, başka bir eserinde yüz bin beyitten fazla olduğunu söyler. Dîvân ve Mi‘râciyye gibi manzum eserlerinden başka diğer eserlerinde ve mecmualarında pek çok şiirleri yer alır. Yaşadığı devre göre sade bir lisan kullandığı söylenebilir.
Bursevî’nin bestelenen şiirleri olduğunu, kendisinin musiki makamlarına vâkıf bulunduğunu biliyoruz. Ancak kendisinin bestekâr olduğuna dair bilgimiz yok. Hat meselesine gelince, meşhur hattat Hâfız Osman’dan (ö. 1110/1698) hat meşk etmiştir. Kendi hattıyla olan eserlerinde bu meşkin semereleri görülüyor. Fakat o meşkten çok kendisini aşka verdiği için hat merakını çok ileriye götürmemiş.
Bursevî Hazretlerinin kaleme aldığı Ruhu’l-Beyan isimli tefsir hakkında bilgi verebilir misiniz?
İsmail Hakkı, üstadı Osman Fazlî Efendi tarafından 1685 yılında vaaz ve irşad hizmetini yerine getirmek üzere Bursa’ya gönderilir. Ulucami’de birkaç defa vaaz ettikten sonra gönlüne Kur’ân’ı vaazlarında baştan sona tefsir etmek doğar. Kur’ân-ı Kerîm’i bir taraftan Ulucami kürsüsünde vaazlarında tefsir eder, bir taraftan da yazar. Kendi ifâdesiyle yaklaşık 23 senede hem vaaz hem de te’lif yoluyla Rûhu’l-Beyân adını verdiği bu tefsiri tamamlar.
İsmâil Hakkı vaaz ve nasîhatla meşgûl olduğu için tefsirinde öğüt ve nasihata önem vermiştir. Bu özelliği sebebiyledir ki Rûhu’l-Beyân sonraki dönemlerde mev‘iza, vaaz ve nasihat için önemli bir kaynak olmuştur. Mevlânâ’nın Mesnevî’sinden, Sa‘dî’nin Bostan ve Gülistan’ından, Hâfız, Molla Câmî ve Attâr’dan aktardığı şiirlerle tefsirini süslemiş ve zenginleştirmiştir.
Rûhu’l-Beyân’ın tutulmasını, sevilerek okunmasını sağlayan husûsiyetlerinden birisi de ibretli kıssa ve hikâyelere geniş yer verilmesidir. İnsan eğitiminde nazariyeden çok pratik ve uygulamanın, olumlu ve olumsuz örneklerin anlatıldığı kıssa ve hikâyelerin daha etkili olduğu bir vâkıa. Nitekim Kur’ân ve Sünnet’te de geçmiş ümmetlerin pek çok ibretli kıssaları anlatılmaktadır.
Bursevî Hazretleri’yle ilgili pek bilinmeyen ya da çok az bilinen hususlar var mı? Var ise bahseder misiniz bize?
Bursevî bu kadar eser veren, geniş Osmanlı coğrafyasının değişik yerlerinde bulunan, iki defa hacca ve iki defa gazaya katılan; şair, edib, âlim ve mutasavvıf gibi pek çok payeyi hak eden simasıyla bir bakıma tasavvufun dinamizmini temsil ediyor. Tasavvufun insanı pasifleştirdiği şeklindeki yanlış kanaati, dolu dolu yaşadığı hayatı ve ortaya koyduğu eserleri ile reddediyor. Gerçek gönül erlerinin ufkunu ortaya koyuyor.