
Ahmet Turan Alkan ile...
Ahmet Turan Alkan`la konuştuk. Memleket meselelerini tabii ki . Ama öyle uzun uzun mütalaa etmedik pek. Kısa sorduk kısa cevaplar aldık. Niye? Çünkü ünlü bir akadamisyenden konuşma hazırlamasını istemişler. O da demiş ki “Konuşma uzun olacaksa hemen yarın yetiştiririm. Kısa olacaksa bir hafta süre ister.” İşte böyle; Ahmet Bey kısa söyledi siz uzun anlayın...
Yazar kimliğiniz ister istemez akademik kimliğinizin önünde seyrediyor. Akademik kimliğiniz bu konuda ne düşünüyor?
Akademik kimliğim, yazar kimliğimin gömlek yakasında ruj izi görmekten artık usandı; önceleri kıskanırdı artık aldırış etmiyor; buna mukabil yazar kimliğim akademik kimliğime, “sen gençlik yıllarında ne kadar güzel, ne kadar hayat doluydun” diye esef etmekte. Hâsılı her çok eşli evlilikte olduğu gibi dramatik bir parçalanma söz konusu.
Akademik kimliğiniz ile podyumdaki mankenin oyunun eşit olması konusunda neler söyleyeceksiniz?
Gayet ciddi söylüyorum; bir mankenin sağduyusu, bir akademisyenin öngörüsünü eşek sudan gelene kadar döver; burada mankenleri yüceltmekten ziyade meslektaşlarımı hırpalamak kasdım gözden kaçırılmamalıdır.
Üniversite dolayısıyla gençlerle çok yakından muhatapsınız. Öğrenci profiliniz nasıl? Adam olacak gibiler mi?
Benim öğrencilerim arasında kızlar doğuştan hanımefendidir; erkekler ise beyefendi; dolayısıyla onların “adam olmak” gibi bir problemleri bulunmuyor; bilakis ben bir hoca olarak kendi yetersizliğim hakkında haylidir düşünüp durmaktayım.
Gençlerle iletişim kurmak için özel taktikleriniz, tavsiyeleriniz var mı? Ne gibi taklalar atmak gerekiyor mesela? Parendenin faydası oluyor mu?
Baba ile ağabey arasında bir mevkiide bulunmak yetiyor.
Recai Güllapdan ile ilişkiniz nedir? Sizce memleketi siz mi daha iyi kurtarırsınız Recai Bey mi?
Kesinlikle Recai Bey; sebebini anlamak için yazılarına şöyle bir göz atmak kâfidir.
Efendim bildiğiniz gibi “Cumhuriyet” elden gidiyor. Kimseler tehlikenin farkında değil daha. Bu konuda neler yapılmalı, cumhuriyet kimlere emanet edilmelidir?
Cumhuriyet’in bir yere gittiği yok, çünkü onu sade, sıradan, kasketli veya kasketsiz, göbeğini kaşıyan adamlar sahipleniyor; işin aslına bakarsanız Cumhuriyetimiz yeni yeni Cumhuriyet’e benzemeye başladı bile diyebiliriz.