Bir gün Allah dostlarından birisi, hizmetçisinin, malının ve parasının azlığından şikâyet ettiğini görünce:
“–Eğer sana bin dinar verseler, buna karşılık kulağını, burnunu veya diğer bir uzvunu isteseler râzı olur musun?” diye sordu. Hizmetçi:
“–Hayır” dedi.
Allah dostu da ona:
“–O hâlde niçin yoksulluk iddiasında bulunuyorsun. Mâdem ki bunlara sahipsin, o hâlde sen fakir değil, zenginsin. Sende bu kadar kıymetli şeyler olduğu halde niçin onların kıymetini bilmiyor, şükretmiyor ve fakirlerin sabrını sermaye yapmıyorsun?” dedi. Sonra da şu âyet-i kerimeyi okudu:
“Eğer (gerçekten) yalnız Allah`a ibadet ediyorsanız, onun nimetlerine şükrediniz!” (Nahl, 114)