Salome
"Underground" (Yeraltı) diye bilinen olgu bir müzik tarzı ya da bir sanat akımı ya da öyle bir şeyler değildir. Bu arada kurduğum cümlelerin başına, bence, kanımca, bana göre vb. kalıplar koymayı sevmem ama bu, söylediğim ya da yazdığım şeylerin tartışmaya açık olmadığını göstermez, sadece bu tartışmaya ben girmem, uğraşamam. Beğenmeyen almasın felsefesini rahatlıkla benimsemişimdir ama bu benimsemenin üzerinden uzun zaman geçmemiştir.
Çok yakın bir zamana kadar tartışmayı severdim; özellikle haklı olduğumu bildiğim konularda. Bazen üzerinde daha önce düşünmediğim mevzularda bile haklı çıkmayı başarmak gibi bir yeteneğim vardır. Doğaçlama bir şekilde akla pek yatkın anti tezler üretirim ki kendim bile şaşırım. Kendine çok güvenli bir edayla bilgiç bilgiç entel teoriler üreten insanlar karşısında, onlar daha konuşmaya bile başlamadan, karşı safta yer alacağımı bilirdim henüz tartışma modundayken. Bazen bu şahıslar benimle aynı düşünceleri paylaşsalar bile, bu aşırı müteriz hafif psikopat yanım yüzünden kendi teorilerimi bile çürütmeyi başarırdım ki benim kafamdaki teoriler de öyle kolay kolay çürüyecek tipte değillerdi. Tabii bu çok muhkem olduklarından değil ama ayrıntılara girmeyeceğim. Şu kadarını söyleyeyim ki birisi çürütmeye kalksa bir safsata yapardım, bir kafa karıştırırdım ki başta ne dediğini unutur, vazgeçer, konuyu değiştirir ya da aklı mantığı kıt olmayan biriyse, yenilgisini tevazu ile kabul ederdi. Ama tabii insan sürekli yeni insanlarla karşılaşmıyor, bu müzmin müteriz tavırları dönüp dolaşıp sürekli aynı kişilere karşı kullanınca, tartışılmayacak kendini hep haklı gören biri olarak görülmeye başlıyorsun ve daha ağzını açmadan "Amaan seninle de tartışılmaz ki" ya da "Tamam tamam, zaten hep sen haklısın" gibi tepkiler karşısında tüm o zevk kursağında kalıyor.
Bu nedenle yeni bir mekanizma geliştirdim; bu da tartışmadan kaçınarak, haklı olabileceğin ihtimalini saklamadır ki hem rahattır, hem kimseyi kırmaz ve hem tatmin edicidir dolayısı ile herkes sonsuza dek mutlu yaşar. Yani biri dese ki, “Underground bir akımdır”, derim ki tamam sana göre öyle olsun, zaten ne olduğu önemli değil ne yaptığı önemli.
Gelecek aya kaldı zaten şu Underground.