Pakize Suda “Yemeyin Bizi” başlıklı yazısında son günlerin çok tartışılan konusu “tesettür defilesi” ve “yeşil sosyete”ye dair aslında bizim söylememiz gereken sözler söylemiş: "Yeşil sosyete"yi görmüşsünüzdür gazetelerde. 2008 İlkbahar-Yaz modası tesettür kıyafetlerinin tanıtıldığı defileyi izleyen "sözde kapalı" genç kızları... Kiminde daracık blucin, vücudu saran üst, Swarovski taşlı başörtüsü, kiminde file çorap... Ne diyelim adına? Örtünme? Kapanma? Tesettür? Her neyse...
Bunun tek sebebi "inanç"sa eğer... Ve maksat "bedenin dikkatlerden uzak tutulması"ysa... Çarşaf en uygunudur bana göre. Durun bir dakika! Hemen celallenmeyin! Çarşafı övmüyorum. Sadece şunu söylüyorum: İnanç söz konusu olduğunda, çarşaf giyenleri Swarovski taşlı başörtüsü takanlardan daha samimi buluyorum. Yoksa Türk kadınını çarşaflı görmek istediğimden değil. Ne gözüm ister bunu, ne gönlüm. Ama işte dediğim gibi... "İnanç" diye çıkıyorsa birileri ortaya... "Öyleyse çarşaf giyin" derim ben de! Bel girintinizi... Göğüs çıkıntınızı... Kalçanızı, bacağınızı gizleyin, göreyim inancınızı! Saçından başka "gizlisi saklısı" olmayan genç kızlara söylüyorum elbet bunu...”
Bize de söyleyecek fazla söz kalmıyor zaten.