Herkesin bir sözü olduğu muhakkak. Ama artık sözünüzün olması değil o sözü nerede ve nasıl söylediğiniz önemli hale geldi. Hele gençlik söz konusu olunca bu ihtiyaç çok daha hissedilir oldu. 2006 yılında kurulan Türkiye Gençlik Birliği kendi fikirleri ve inançları doğrultusunda mitingler yapıyor, gösteriler düzenliyor. YÖK başkanını, AKP Hükümeti`ni, başörtüsünü istemediklerini dile getiriyorlar her fırsatta. "80 sonrası gençliği apolitiktir" yargısı, yerini giderek bu tür sivil ama hangi amaçlara hizmet ettiği belli olmayan öğrenci oluşumlarına bırakıyor. Öte taraftan geçtiğimiz günlerde Türkiye`nin ilk gençlik sendikası GENÇSEN kuruldu. Bunlar gençlik adına güzel şeyler yapmak isteyenlere ders olmalı; bir an önce ele ele verip, bireysel muhalefetten kollektif çalışma içine girmeliler. Devir organize olma ve sivi toplum çalışması yapma devri. Şu an için farkedilmeyen ama ileride önemi daha iyi anlaşılacak olan bu çalışmalara ne kadar erken başlanabilirse o kadar iyi olacağı muhakkak. Ezelden ebede en büyük fikir ve ruhun taşıyıcısı olan imanlı gençliğin sözcülüğünü yapacak ne kadar çok araç olursa, sözümüzün o kadar çok yankısı olacak şüphesiz.