Yıldıray Oğur-TARAF
Korktuğunuz başınıza geldi işte. Hem de korktuğunuzu siz kendi başınıza getirdiniz. Yıllarca bağırdınız, çağırdınız, ‘olmasın’, ‘olmayacak’ dediniz, ‘onlar oraya gitsin’ diye yer gösterdiniz. Ama oldu işte. Sonunda burası sahiden İranlaştı. Ilımlı İslam rejiminden korkanların başına Kemalist şeriat rejimi geldi. Eserinizle gurur duyabilirsiniz.
İranlaşan Türkiye’den son haberler. Taraf muhabiri zamanın ve mekânının iç içe geçip hükümsüzleştiği, aynalardan resmimizi görüp kendimize çeki düzen verelim diye ortaya çıkmış araftaki o ülkeden bildiriyor.
Humeyni’ye hakaret eden kliplerden dolayı YouTube yine kapalı. Zaten Humeyni’yi eleştirmek bile beş yıldan başlıyor.
Temel insani ve kültürel hakları için mücadele eden Güney Azerbaycan Partisi hakkında kapatma davası var, parti sürekli saldırı ve baskı altında.
İktidardaki parti Anayasa Koruyucular Konseyi’nin “aksini düşünen bile mürted olur” hükmüne karşı kadınlara başörtü takma zorunluluğunu en azından üniversitelerde kaldırmak için bir adım attı. Maslahat Konseyi Baş Kadısı da iktidar partisi hakkında kapatma davası açtı.
Zaten kapatma davasına gerekçe olsun diye aylardır rejim yanlısı gazete ve televizyonlarda “Şok. Tahran’ın göbeğindeki Park-ı Lale’de elele tutuşan çift”, “Moin Üniversitesi’ne kızlar başı açık giriyor” haberleri, “gizli kameralarla deşifre edilen yasadışı doğum günü partisi”, “anaokulunda başını açarak öğrencilere kötü örnek olan öğretmenlerin gizli kamera görüntüleri” yayınlanıp duruyordu.
Baş Kadı’ya zaten bu haberleri alt alta koyup, aralara da “din elden gidiyor” çığlıkları yerleştirmek kalmıştı. Kadı partiyi şia mezhebindeki takiyye yöntemini kullanarak görünüşte dini bütün görünüp, aslında sinsi bir şekilde İslam Cumhuriyeti’nin altını oymakla, ülkeyi laik demokratik bir rejime doğru taşımakla suçladı.
Kapatma haberi İran devrimini yapan ama seçimlerden yana kısmeti hep kapalı olmuş İslami Halk Fırkası taraftarları ve yöneticileri arasında sevinçle karşılandı. Haber duyulunca parti merkezlerinden tekbir sesleri duyuldu, partililer ünlü Şeriat mitinglerinin meşhur sloganı “İran Şeriattır, Şeriat kalacak”, “İran Türkiye olmayacak” diye bağırdılar. Kutlamalar kapsamında parti merkezinde aşure yapılıp dağıtıldı.
İktidar partisinin üzerinde yükseldiği Tebriz, İsfahan sermayesinden hazzetmeyen rejimin besleme burjuvazisi kapatma davasını Hazar ev partilerinde yemeklerde şerbetlerini havaya kaldırarak kutladı. Muhafazakâr Ayetullahlara yakın bir holdinge de “artık şuramıza kadar geldi, toptan kapatacağız bunları, aman dikkat kriz miriz çıkabilir” diye önceden haber verildi. Onlar da paralarını İran Riyali’nde tutmayıp, Tahran Bank’ta kâr payı hesaplarına yatırdılar.
İran’daki basın ve televizyonları elinde bulunduran medya tekeli Baş Kadı’yı Halaskar-ı İslam ilan etti. Gazetelerin yazarları kapatma komedisini savunmak, bunu hukuk içindeymiş gibi göstermek için türlü taklalar attılar. Aynı köşe yazarlarının kapatmayı kutlamak için İran’ın meşhur gizli ev partilerinde Sibel Can şarkıları eşliğinde göbek atma görüntüleri ise artık kaçak yollardan girilebilen YouTube’a düştü bile. (...)
Davanın zamanlaması da dikkat çekti. Kapatma davası ucu rejim muhafızlarına kadar uzanan, ismini ünlü İran efsanesi Simurg’dan alan İran derin devletine dönük operasyonlar sürerken, sürpriz isimler de operasyon kapsamında gözaltına alınacakken yapıldı. Çete İslam devrimin 30. yılında 2009’da darbe yapmayı planlıyordu.
İran halkı korku ve tedirginlik içinde gelişmeleri takip ediyor. Mikrofonlarımıza konuşan bir İranlı
“3. dünya ülkeleri gibi olduk, Türkiye’den bir farkımız kalmadı” dedi. Gelişmeler şimdilik bu kadar. Yayınlarımızda zaman zaman İranlaşan Türkiye’ye canlı bağlantılar yapacağız.
İran olmama uğruna Türkiye’yi İranlaştıranlar titreyip kendisine gelsin diye.