• Reklam
  • Künye
  • İletişim
  • ABONE OL!
  • GENÇ'e Yazı Gönder
  • Atölye Çalışmaları
    • Yazı Atölyesi
    • Fotoğraf Atölyesi
  • Twitter
  • Facebook
  • RSS
Kısa yoldan ABONE olmak

logo

  • DOSYA
  • YAZARLAR
  • GÜNDEM
  • SÖYLEŞİ
  • KÜLTÜR & SANAT
    • Sinema
    • Kitap
    • Gezi
    • Sözlük
  • BİLİM
    • Mikro Alem
    • Makro Alem
    • GENÇ Bilim
  • TEKNOLOJİ
  • KAFALARDAKİ SORULAR
  • ARŞİV
  • ABONE OL!
Anasayfa
  • DOSYA
  • YAZARLAR
  • GÜNDEM
  • SÖYLEŞİ
  • KÜLTÜR & SANAT
    • Sinema
    • Kitap
    • Gezi
    • Sözlük
  • BİLİM
    • Mikro Alem
    • Makro Alem
    • GENÇ Bilim
  • TEKNOLOJİ
  • KAFALARDAKİ SORULAR
  • ARŞİV
  • ABONE OL!
  • GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!
  • Bizlere Mescid-i Aksa`nın da Özgürlüğünü Göster Rabbim!
  • GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!
  • Mü`min Firasetine Her Zamankinden Daha Çok Muhtacız
  • GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!
  • Kötülüre Karşı Farkındalık Şart
  • GENÇ Dergi Ekim 2024 Sayısı Çıktı!
  • Bazen Etkili Bir Kulüp, Bir Ömrü Işıldatır!
  • GENÇ Dergi Eylül 2024 Sayısı Çıktı!
  • Çiçeği Erkeklere Kaptırdık
  • GENÇ Dergi Ağustos 2024 Sayısı Çıktı!
  • Güzel Olacağım Derken Ucube Hâle Gelmemek Lazım!
  • GENÇ Dergi Temmuz 2024 Sayısı Çıktı!
  • Renkli Propagandanın Ardında Çok Büyük Dramlar Var
  • ANASAYFA
  • Yarım Derviş
  • Derviş Sofraları

Derviş Sofraları

20.09.2011 18:24
Yarım Derviş
11190
Sinan Özgenç

Efendimiz günde iki öğün yerdi. Sofrası; hayatının her alanında olduğu gibi sade idi. Bununla beraber; sadece et veya sadece sebze yemek gibi tek yönlü beslenmez, eve geldiğinde; yemek yoksa bunu sorun etmez, bazen bir iki hurma ile de yetindiği olurdu. Az yemeyi tavsiye ederdi.

Peygamber Efendimiz her konuda olduğu gibi yemek konusunda da bizim için en güzel örnektir. Hadis kitaplarından  öğrenebildiğimiz kadarıyla Efendimiz günde iki öğün yerdi. Sofrası; hayatının her alanında olduğu gibi sade idi. Bununla  beraber; sadece et veya sadece sebze yemek gibi tek yönlü beslenmez, eve geldiğinde; yemek yoksa bunu sorun etmez, bazen bir  iki hurma ile de yetindiği olurdu. Az yemeyi tavsiye ederdi. Haram olan yiyecek ve içecekler hâriç, diğer bütün yiyecekleri yerdi. Bazı  yemekleri daha çok sevse de, hiçbir yemek için “sevmiyorum” ifadesini kullanmazdı. Yemek davetlerine icabet ederdi. Yemeğe  başlamadan önce ve yemekten sonra ellerini yıkardı.

Besmele ile başlar, uygun ve kısa bir dua ile bitirirdi. Sağ eliyle yerdi. Sol eliyle yiyenleri ikâz ederdi. Ortaya konulmuş yemeğin, kendi önüne gelen kısmından yerdi. Yemek yerken sağa, sola dayanmaz, yemeğin  yaslanarak yenilmemesini tavsiye ederdi. Yüzükoyun uzanarak yemek yemeyi yasaklardı. Yemeğin israf edilmesini menederdi.  Soğan, sarımsak gibi kokusu başkalarını rahatsız eden yiyecekleri yedikten sonra toplum içine girmeyi hoş karşılamazdı. Yemeğin  çok sıcak yenmemesi gerektiğini söyler, bununla beraber; yemeğe ve suya üflememeyi tavsiye ederdi. Yemek ve su kaplarının  ağızlarının kapalı tutulmasını isterdi. Aile fertlerinin yemeği bir arada yemelerini tavsiye eder ve beraber yenen yemeğin bereketli  olduğunu belirtirdi. Yemekte; aşırıya kaçmadan konuşup sohbet ederdi. 

Bir gün; ashabın büyüklerinden olan Sa’d bin Ebi Vakkas Hazretleri, Peygamber Efendimiz’e gelerek: “Ya Resulallah!  Dua buyurunuz da ben duası makbul olanlardan olayım” dedi. Efendimiz de O’na: “Ya Sa’d! Helâl ve güzel ye. Duan kabul  olur” buyurdular. (Gazali, İhya, c.2 s.114 Müesseset-ül Halebi 1967- Kahire) Yukarıdaki rivayetten de anlaşılabileceği gibi: Yediği  gıdaların; insanın maddi vücut yapısında olduğu gibi, manevi terakkisinde de çok büyük te’siri var. Bu sebeple tasavvuf ehli için yemek, hem tefekkür, hem edeb hem de nefsin eğitimi açısından üzerinde çokça durulan bir konu. Çoğu tarikattaki “az yeme, az  uyuma, az konuşma” kuralı ise nefsin eğitiminde belli bir süre/seviye için geçerli. Esasında; nefis belli bir kıvama geldikten sonra bu  kısıtlama kalkıyor. Hatta yemek yeme; ibadet ve hizmet için gerekli olan bedensel enerjinin sağlanabilmesi için lazım  olduğundan; bizatihi ibadet sayılıyor.

Bir Sofradan Çok Daha Ötesi

Mevlevi tekkelerinde; yemek pişince kazancı dede gelir; niyaz edip kapağını açardı. Dervişler, kabı yere indirirler, Kazancı Dede  gül-bâng çeker, hep beraber “Hü” denirdi. Yemek vakti gelince mutfağın, yemek yemeye mahsus olan kısmında sofralar kurulurdu.  Kaşıklar, yüzleri sola, sapları sağa gelmek üzere sofranın kenarına, yüzleri yere gelmek şartıyla konurdu. Sûfiler, kaşığı açık koyar,  “duâda” derler. Mevleviler kapalı koyar; “niyazda” derlerdi. (İşin esâsıysa, kir göstermemek, ayıp örtmektir) Kaşıkla yenen yemekte  herkes, kaşığından çorba yahut herhangi bir şey içince, her defasında, kaşığını yüzükoyun koyar. Kaşıklar dizildikten sonra herkesin  önüne bir tutam tuz konurdu.

Yemek vaktini haber vermeye memur olan derviş, önce şeyh dairesinin önünde, sonra hücrelerin bulunduğu koridorda, ayaklarını mühürleyip baş keserek, yüksek sesle, «Hû... Somata salâ» diye, bağırırdı ve beraberce sofraya  oturulurdu. Ortaya çorba gelir. Yemek, bir kaptan yenir ve yemekte hiç konuşulmazdı. Herkes, şahadet parmağını önündeki tuza  banıp tadarak yemeğe başlardı. Kaşık, dâima kapalı ve sola müteveccih olarak konur, yemek yenirken ağız şapırdatmak, sağa - sola bakmak, başkasının önünden yemek hoş karşılanmazdı. Çorba bitince, hizmete memur olan derviş, kabı alırken, diğeri öbür yemeği  koyardı. Kalabalığa göre iki, üç derviş, ayakları mühürlü olarak, sol ellerinde testi, sağ ellerinde bardak, bekler, su isteyenleri  gözetirlerdi.

Su içmek isteyen, bir lokma ekmek koparır, sağ elindeki lokmayı sol omuz hizasında tutar ve su verecek  derviş hemen su dolu bardağı alt tarafıyla görüşerek su isteyene sunardı. Suyu alan içinceye dek herkes, yemekten el çeker,  beklerdi. Suyu içince; şeyh, sessizce su içene «Aşkolsun» der gibi elini kalbinin üstüne koyup, hafif bir baş keser; o da aynı tarzda mukabelede bulunur ve bardağı gene alt tarafıyla görüşüp sâkiye sunardı. O da alıp gene aynı tarzda görüşerek yerine gidip testiden  su doldurur ve ayağını mühürleyip eskisi gibi durur, pilav gelince herkes düzelirdi...

Görüldüğü gibi tasavvufta yeme içme; salt karın doyurma amacıyla yapılan öylesine bir ihtiyaç karşılama değil; insanı eğiten, terbiye  eden, incelten, tefekküre yönelten; sonuç olarak da Hakk’a ulaştıran önemli bir ibadet. Bizim gibilere düşense; yediği lokmayı bile  Hakk’a vesile eden; gönül erlerine “afiyetler olsun” demekten ibaret.

BU YAZIYI BEĞENİN:

Yazar Hakkında

Sinan Özgenç

1979 İstanbul doğumlu. İ.Ü. Pazarlama ve M.Ü. Gazetecilik mezunu. Evli. 1996-2006 yılları arasında çeşitli ajanslarda Reklam Yazarı olarak çalıştı. 2006’dan itibaren Genç Dergi Yazı İşleri’nde. Yazılarını bilgisayarda yazar. Ama kalem takıntısı vardır. Elindeki; sahip olup da kullanmadığı kalem sayısı, kütüphanesindeki “ileride okurum” deyip de okumadığı kitap sayısıyla yarışmaktadır. Hayatta en çok gü...

Fikrinizi / Yorumunuzu Bizimle Paylaşın...

Son Manşetler

  • GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!

  • Bizlere Mescid-i Aksa`nın da Özgürlüğünü Göster Rabbim!

  • GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!

  • Mü`min Firasetine Her Zamankinden Daha Çok Muhtacız

  • GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!

  • Kötülüre Karşı Farkındalık Şart

  • GENÇ Dergi Ekim 2024 Sayısı Çıktı!

  • Bazen Etkili Bir Kulüp, Bir Ömrü Işıldatır!

  • GENÇ Dergi Eylül 2024 Sayısı Çıktı!

  • Çiçeği Erkeklere Kaptırdık

  • GENÇ Dergi Ağustos 2024 Sayısı Çıktı!

  • Güzel Olacağım Derken Ucube Hâle Gelmemek Lazım!

  • GENÇ Dergi Temmuz 2024 Sayısı Çıktı!

  • Renkli Propagandanın Ardında Çok Büyük Dramlar Var

  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • 9
  • 10
  • 11
  • 12
  • 13
  • 14
  • Tümü

Benzer Yazılar

Doldurmaya Bakalım Arkadaşlar Kefenin Cebi Var
Doldurmaya Bakalım Arkadaşlar Kefenin Cebi Var
Geçenlerde yemekhanede ot...
Sıradaki Gelsin
Sıradaki Gelsin
Açık ya da kapalı bütün k...
Mertligini Kaybeden Toplum
Mertligini Kaybeden Toplum
Sosyologlar şiddeti sanki...
Kapatıyoruz: Maliyetine Şok Tespitler
Kapatıyoruz: Maliyetine Şok Tespitler
Hazır; GENÇ Dergi de belk...

Genç Dergisi 194. Sayı

POPÜLER YAZILAR

  • Son Eklenen
  • Çok Okunan
  • Haber Merkezi

Bizlere Mescid-i Aksa`nın da Özgürlüğünü Göster Rabbim!

GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!

GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!

Mü`min Firasetine Her Zamankinden Daha Çok Muhtacız

Kötülere Karşı Farkındalık Şart

GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!

GENÇ Dergi EKİM 2024 Sayısı Çıktı!

Genç Dergi Mayıs Sayısı Çıktı! 8431321

Bagamoyo Afrika... 4919183

Kasım Sayımız Çıktı! 3490764

Hangi Filmi Neden İzleyelim? (Özel Çalışma) 1187338

Bkz: Doğu Türkistan 453795

En Güzel Cuma Hediyeleri! 287489

10 Soruda Sen Kimsin? 275906

31.12.2024

GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!

01.12.2024

GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!

01.11.2024

GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!

02.10.2024

GENÇ Dergi EKİM 2024 Sayısı Çıktı!

01.09.2024

GENÇ Dergi Eylül 2024 Sayısı Çıktı!

31.07.2024

GENÇ Dergi Ağustos 2024 Sayısı Çıktı!

20.06.2024

Dertle Yüzleşince Dertler Yüzleşince

Tüm Videolar

Video GENÇ

En Önemli Yetenek: Sunum!
Takip Edin

GENÇ Twitter Akışı

@gencdergi kullanıcısından Tweetler
TÜM FOTOĞRAFLAR

FOTOĞRAF GALERİSİ

  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
TÜM YAZILAR

GENÇ BİLİM

  • Yazmak Üzerine Bir Swot Analiz
    İnsanlığın tekâmül süreci...
  • Adâb-ı Muâşeret Hastalıkları ve Edebî İyilik Hâli
    Âdâb-ı muâşeret hastalıkl...

GENÇ FACEBOOK AKIŞI

Genç Dergi

İLETİŞİM

Reklam
ABONE OL!
Künye
Yazarlar
İletişim

GENÇ'ten

GENÇ'e Yazı Gönder
Yazı Atölyesi
Fotoğraf Atölyesi
Psikolojik Danışman
Ödüllü Test










GENÇ Bilişim © 2006 - 2025 . Tüm Hakları Mahfuzdur.
  • Twitter
  • Facebook
  • RSS