Murat Küçükçifci
Aylardır aradığım bir kitabı (Pablo Neruda, Yaşadığımı İtiraf Ediyorum) bulmuş olmanın sevinciyle gittim Türkiye Yazarlar Birliği genel merkezine. Hatta kitapçılarda dolaşırken, çok satanlar raflarıyla beraber saatime de bakmadığım için 20 dakika geç katılmıştım Cafcaf buluşmasına. 8 Şubat Cuma akşamı, saat 17.00’da toplandı Cafcaf ekibi. Sayısı 20-25 kişiyi aşmasa da nitelikli bir topluluktu o akşam oradakiler. Kimler mi vardı? TYB eski başkanı Mehmet Doğan, yeni başkan Hicabi Kırlangıç, öykücü Kamil Yeşil, Ankara’dan Bülent Ata ve O’nun yazdıklarını çizen Müzeyyen Yılmaz, Numan Kodal ve 90’lı yılların mizah dergilerinden Cıngar’ın çizeri Niyazi Çol. Tabi bir de ekibin baş ismi Asım abimiz.
Ne gariptir ki pek çok kişi birbirini daha yeni görüyordu. Yıllardır birbirlerinin yazıp çizdiklerini takip eden isimler ilk defa yüz yüze görüşüyorlardı.
Niçin Bu Derginin İsmi Cafcaf?
Asım abi, C’nin gülen bir harf olduğuna inandığını söyledi. Ve Cıngar dergisine değinildi bu bağlamda. Cıngar’ın da Cafcaf ismine ilham kaynağı olduğu söylendi. Günlük hayatta fazla gülmediğini söyleyen Asım Abi, gülerek bahsetti mizah dergiciliğine gönül vermesinden. İsmet Özel’in de bir mizah dergisi çıkarma isteğini devamlı içinde taşıdığından söz etti.
Gerçekten de büyük insanların, ağlamak kadar gülmeyi de dert edindikleri bir gerçek. Uzun süre Büyük Doğu dergisini çıkaran Üstat Necip Fazıl’ın, Büyük Doğu kesintiye uğradığında Borazan isimli bir mizah dergisi çıkardığını da Orhan Okay hocanın kitabından öğreniyoruz. Yine Hasan Aycın’ın, karikatür noktasında yaptığı çalışmalar dikkate değer nitelikte.
Hicabi Abi Gerçek İsmin Ne?
Mizah alanında çalışma yaptığını duyduğunuz bir ismi ilk bu yönüyle değerlendirirsiniz. Gülersiniz bir mizah adamıyla karşılaştığınızda. Hiç sebep yokken hatta… Mesela Cafcaf’ta Tenzır bölümünü hazırlayan ve çizgilerinde oluşturduğu kendine has karakterlerle bilinen Niyazi Çol’u ilk gördüğümde, bürokrat bir yüzle karşılaşmış gibi oldum. Gözlüğü, saçları ve ciddi duruşuyla bende resmi bir izlenim oluşturdu Niyazi Bey. Ama ilerleyen dakikalarda her hareketine gülesim geldi o ciddi adamın. Kot pantolonu, kazağı ve yürüyüşüyle pejmürde bir fotoğraf oluştu gözümde.
İşte bu yüzden mizahla ilgilenenler hep diğer sıfatlarını ön plana koymuşlar. Öykücü, yazar, öğretmen… Ve takma adla çizmişler çizgilerini. Hatta kendi ismiyle çizen Hicabi Kırlangıç beye Rasim Özdenören, “Kendi ismin nedir?” diye sormuş. O da söylemiş tabi kendi ismini. Söyler misin Hicabi abi, gerçek ismin ne?
Nasıl Çizilir Bu Karikatür?
Okuyuculardan bir kardeşimizin sorması üzerine, karikatürün nasıl çizildiğini anlattı karikatüristler. “Cin Ali çizerek başlamak gerek.” dedi Niyazi Çol. Numan Kodal ise, en sevdiği karikatüristin çizgilerini taklit ederek başladığını belirtti. Bilgisayar ortamında oluşturulan karikatürlerin ise, hazır kalıpları birleştirmek olduğunu ve onların gerçek manada karikatür sayılamayacağını da sözlerine ekledi.
Asım Abi Gel Başbakan Ol!
Asım abi uçağa yetişmesi gerektiği için toplantıdan yarım saat erken ayrıldı. Yine TYB’ de olan bir toplantıda bulunan ve uçağa yetişemeyen R.Tayyib Erdoğan’ı otobüsle gönderdiklerini ve onun daha sonra başbakan olduğunu söyleyen Mehmet Doğan, “Uçağım kaçıyor.” diyen Asım abiye de “Gel seni de otobüsle gönderelim, başbakan ol!” dediyse de Asım abi reddetti bu teklifi.
Bu güzelliklerle birlikte daha pek çok sorun ve idealin konuşulduğu bu toplantının sonlarına doğru, mizahın biraz da kendinle dalga geçmek olduğu ve devamlı başkalarına sataşarak mizah yapılamayacağı da dile getirildi.
Orada toplananların ortak bir cümlesiydi geride kalan: Ağlamak kadar gülmek de derdimizdir...