Kapitalist amaçlar uğruna en temiz duyguları sömürüp, çıkarları uğruna kullananlar var ya... Allah onları kütük etsin! Hurma kütüğü ama... Hani Mescid-i Nebevi`nin ağlayan kütüğü... Umulur ki; belki böylelikle aşk-ı muhabbetin hakiki manasını anlarlar...
Son yüzyılın hakim sistemi kapitalizm, her şeyi olduğu gibi sevgiyi de ticaret metaı haline getirdi. Sevgiyi yücelmekten ziyade; büyük bir endüstriye dönüşen Sevgililer Günü`nde (ve benzeri diğer günlerde) firmalar “Sevdiğinize onu ne kadar sevdiğinizi gösterin.” kisvesi altında kazançlarına kazanç ekleme peşindeler. Bu firmalar diyorlar ki “Sevdiğinize onu ne kadar sevdiğinizi gösterin. Ama bunu bizim ürünümüzle yapın.” Niye diye sorsak “Çünkü sevgi fedakarlıktır. Sevgi adına yapılan fedakarlıkların değeri para ile ölçülemez.” diyeceklerdir. Gayet mantıklı. Madem öyle: Tamam kardeşim bunu sizin ürününüzle yapalım ama ürününüzü kullanmamız karşılığında size para yerine muhabbetlerimizi sunalım biz de. Hani sevgi adına yapılan fedakarlıkların değeri para ile ölçülemez ya... O açıdan(!) Siz de ölçmeyin. Fakat maalesef; Sevgililer Günü ve hatta bayramlarda bile gülücük, mutluluk yahut selamla ödeme kabul eden bir firma görülmüş şey değil. Hani her şey sevgi içindi? Ne oldu?
Ne olduğunu biz açıklayalım: Kapitalist sistemde denklemler; para eşittir mutluluk ya da para eşittir sevgi şeklinde kuruluyor. Bu açıdan bakınca sahiden de her şey sevgi için. Küçük bir farkla; kalplerde değil kasalarda saklanan cinsten sevgi...
Muhakkak ki ticaret gayet meşru hatta bizzat Peygamber Efendimiz (s.a.v.) tarafından teşvik edilen bir uğraş. Dahası sünnet. Ancak insani ve ahlaki usul ve incelikler gözetilmek kaydıyla. Ölçüyü adaletle ve tam olarak gözetmek kaydıyla...
Oysa günümüzde bilhassa reklamlar yoluyla en sıcak, en samimi ve kalbi duygular; para kazanmak uğruna istismar edilir, tüketime indirgenir, bu uğurda içleri boşaltılır oldu. Sevgi gibi fedakarlık gibi paylaşım gibi cömertlik gibi en güzel his ve haller; alımı, albenisi çok reklam kampanyaları yoluyla yüceltiliyormuş gibi gösterilerek sömürülüyor. Nasıl mı?
Bunun en müşahhas örneklerinden biri geçtiğimiz günlerde yaşandı: 14 Şubat Sevgililer Günü için İstinye Park alış veriş merkezi tarafından; sevgilisine hediye almayan erkekleri duygusuz odunlara, hatta tek hücreli bir canlı olan amiplere benzeten "Sevgilim bir odun" kampanyası İstanbul caddelerinde boy gösterdi. Kampanya kapsamında; üstünde "Sevgilim bir odun" ve "Tek hücreliler bile ondan daha romantiktir" gibi ifadeler yer alan afişler, trafiğin yoğun olduğu bölgelere asıldı. Denilmek isteniyor ki: “Sevgilinizin sizin hakkınızda iyi şeyler düşünüp, iyi şeyler söylemesi için ona bir şeyler satın almalısınız. Ama illaki bizim buradan!”
Maalesef reklamların kahir ekseriyeti nefsani temayülleri istismar, insanlık erdemlerini ifsad yoluyla zihinleri çeliyor. Hırs, açgözlülük, ön plana çıkma arzusu, beğeni ve takdir toplama... gibi nefsi eğilimler körüklenip; sevgi, fedakarlık, yardımlaşma gibi... insani erdemlerin hedefleri şaşırtılıyor. Amaç hizmet veya insanlığa fayda değil daha fazla tüketim. Hani tasavvufta “İnsan talip olduğudur” diye bir yaklaşım vardır ya kapitalizm bunu “İnsan tükettiğidir.”e çevirip kullanıyor.
Evet muhakk ki muhabbet; en güzel ve en ince surette gösterilmesi gereken latif bir duygu. Meşru daire içerisinde muhabbete vesile olan her türlü hareket ve davranış tarzı da muhabbetin kendisi kadar yüce ve kıymetli. Ancak bu ve bu tip kampanyalarda gaye; gayet açık bir şekilde sevginin nakde dönüştürülmesi. Her türlü yücelik ve letafetten uzak bir ticari faaliyet yani.
Sevginin miyarı sevenin sevdiği için yaptığı fedakarlıklardır. Lakin bu fedakarlık illa para ile mi olmalıdır? Maalesef kapitalizmin çirkin bir tecellisi olarak sevginin ölçütü paradır “sevenin sevdiği için yaptığı harcamalardır” nazariyesi her geçen gün daha fazla taraftar toplamakta.
Ne diyelim: Kapitalist amaçlar uğruna en temiz duyguları sömürüp, çıkarları uğruna kullananlar var ya... Allah onları kütük etsin! Hurma kütüğü ama... Hani Mescid-i Nebevi`nin ağlayan kütüğü... Umulur ki; belki böylelikle aşk-ı muhabbetin hakiki manasını anlarlar...