
A. Yasin Demirci
Arap dünyasının, ifade, fikir özgürlüğü ve demokratikleşme anlamında kat ettiği uçsuz bucaksız mesafeyi görmek ister misiniz? Öyleyse buyurun.
İşte size Arap gazetelerinden bir haber;
“Fas hapishanelerinin en yaşlı mahkûmu 95 yaşındaki Ahmet Nasır cezasını çektiği başkent Rabat’taki hapishanede vefat etti. Üç yıla mahkûm 95 yaşındaki Ahmet Nasır cezasının henüz 6 ayını tamamlamıştı.”
Gazete Nasır dedenin yürüyemeyecek kadar hasta olduğunu bu yüzden tekerlekli sandalye ile hapishaneye getirildiğini belirtiyor.
95 yaşında demir parmaklıklar ardına tıkılan Nasır dedenin cezası ne mi?
“Mukaddesata hakaret etmek.”
Mukaddesat denilince hemen akla Allah, peygamber ya da din geliyor değil mi? Yok öyle değil. Nasır dede, Fas kralı 6. Abdullah hazretlerine! kalabalık bir ortamda hakaret etmiş. O ortamda sivil polisler olunca Nasır dede soluğu hâkimin karşısında almış. Ailesinin, yaşlılık, psikolojik tedavi gördüğü gibi gerekçeleri fayda etmemiş. Nasır dede yüklü bir para cezası ile birlikte üç yıla mahkûm olmaktan kurtulamamış. Böylece Fas’ta mukaddesattan sayılan krala hakaret edenlerin yaşına ya da gözyaşına bakılmaksızın en ağır şekilde cezalandırılacağı cümle âleme gösterilmiş….
Oldukça demokratik başka bir kuzey Afrika ülkesi Tunus’tan göz yaşartan başka bir özgürlük haberi!
“Tunus’un önde gelen komedyenlerinden Hadi bin Ömer bir yıl hapis cezasına çarptırıldı.”
Ömer’in suçu ise Nasır dedenin suçuna benziyor. Ünlü komedyen mukaddesata hakaret etmemiş ama hiç utanıp sıkılmadan Tunus’un manevi önderi Zeynel bin Abid’in hazretlerini taklide kalkışmış!
“Vay ahlaksız vay diyesi” geliyor insanın…
Aslında yazının başında sorduğumuz, Ortadoğu’da ifade ve fikir özgürlüğünün kat ettiği mesafeyi değil de despotizm ve tahammülsüzlüğün vardığı noktayı görmek ister misiniz diye sormak daha doğru olurdu herhalde…
İki haberinde yer aldığı internet sitesinin okuyucu yorumlarından birinde aynen şu ifade yer alıyor. “Yakında bunlar bizden kendilerine secde edip ibadet etmemizi isteyebilirler.”
Arap Birliği üyesi ülkeleri enformasyon bakanları geçen ay birliğe üye ülkelerde yayın yapan uydu kanalları üzerindeki hükümet kontrolünün artırılması, böylece liderleri eleştiren programlara kısıtlama getirilmesini öngören yeni bir yayın sözleşmesini imzaladılar. Bunun ardından böyle bir kaygı duymak yersiz olmasa gerek…