Sevgili editör yahut bu mesajı okuyan aziz dost... Tebrik ederim derginiz hoşuma gitti. Destekliyorum canı gönülden. Fakat dikkatimi çeken bir konu var. Sanırım mayıs sayınızdı; kapak konusu olarak bilgisayar oyunlarını (WARCRAFT’lı kapak) seçmişsiniz. Bu yazıyı okuyarak ben bu oyunu oynayayım güzele benziyor diyen arkadaşım hemen internet kafeye koştu. Elime aldım ben inceleyeyim diye. Hoşuma gitmeyen ve haddime olmasa da sizi uyarmak istediğim ve dahi canımı sıkan koyduğunuz fotoğraftı. Lütfen bahsettiğim dergiyi alınız, malum konuyu açınız. Karşınıza zindanda silahlı ve olanca heybeti ile duran HAÇLI ŞÖVALYESİ olan resim çıkınca lütfen arka plandaki işkence edilen sarıklı ve tam bir müslüman karakteri şeklinde çizilmiş elleri zincirli duran kişiye bakınız. Saygılarımla...
Dr. Ali BUCAK
Editörün Notu: Hassasiyetineze teşekkür ederiz. Arka planda silik olarak gözüken o silüet tam da anlattığınız gibi midir, doğrusu kesin bir karara varamadık. Ama böyle olsa bile sonuçta o sayıdaki mesajımız da buna yönelikti zaten; bu tür gizli mesajlar var, dikkat edelim demek istiyoruz biz de. Aynen sizin düşündüğünüz gibi yani.
Fikrim Geldi!
Orijinal olmasa da birkaç fikrim var beğeneceğinizi ümit ettiğim. Orjinali önermek için cesaret, cesaret kazanabilmek için de dikkate alındığını hissetmek gerek. Günümüz gençlerinin en yakındığı meselelerden biri bu. ‘GENÇ’ dergisi bu sorunu da çözümlüyor çok yönlülüğünün içinde harmanlayarak. Ama ben tekelimde de bu genellemeyi yapmak istedim, belki biraz bencilceJ Fikirlerimi sıralarsam; derginin yanında promosyon niteliğinde farklı tasarımlarda rozetler dağıtabilirsiniz, ya da kitapçılarımıza ulaştırıp biz gönüllülerin dağıtıcılık yapması da başka bir alternatif. Belli bir kesim için oldukça dikkat çekici olacağına inandığım siyah t-shört üzerine dergi ambleminin baskısının satışa sunulması da okuyucu kitlesini arttırabileceği gibi hem edebi hem de güncel – gerekli konulara uzak duran gençlere de ulaşma imkanı sağlayabilir. Ben ufkumu genişlettim dergimizle ama o kadar çok ihtiyaç sahibi var ki böyle güzelliklere. Üstelik ihtiyaçlarının farkına bile varamayacak kadar ilgisizler. Ve son olarak karikatür yarışmanızın bir benzeri olarak edebi eser yarışması düzenlemenizi de rica edebilirim. Zaman zaman henüz olgunlaştığına inanmasam da yazdıklarımı sizinle paylaşıyorum; ama böyle bir yarışma ben dahil bir çok yazar olma hevesindeki arkadaşa yarayabilir. Çok uzattım biliyorum ama söylemeden geçemeyeceğim. Kitapçımızdan edindiğimiz afişleri Diyarbakır’ın bir çok yerinde ifşa ettik. Cafeler, liseler, üniversite kampusleri vs…Hatta evlerimizin pencerelerine bile... J Burada her türlü isteğinizi yerine getirebilecek, aktif çalışma arzusunda bir GENÇ var, ismi de Hilal (18). Aklınızda bulunsun.
Hilal Yavuz
Editörün Notu: Teşekkür ederiz Hilal. Ne güzel fikirlerin varmış öyle! İnşaallah teker teker de olsa bunları yapmaya çalışalım. Diyarbakır’daki gayretlerin için de teşekkür ederiz. Eksik olma; senin gibi GENÇ Gönüllüleri bizi nasıl heyecanlandırıyor, bilemezsin. Oralarda bir program olursa... Diyecektim ama neden oralarda bir program olmasın ki değil mi? Hem Hilal gibi bir kardeşimiz varken... Ne dersin?
Eski Sayıları da Satışa Sunsanız
Arkadaşlarımı bu güzel dergi ile tanıştırmak için okuduğum sayıları veriyorum. Ama bana sanki sürekli ihtiyacım olacakmış gibi geliyor. Önümüzdeki ay yeni sayı çıkacacak ama geçmiş sayılarla birlikte elimde toplam 4-5 dergi var. Bir akıl vermenizi bekliyorum. "O senin problemin" derseniz birinci sayıdan itibaren son sayıya kadar bütün seriyi satışa sunun. Ya bayiliklerde ya da ana bayide. İstanbul’a geldiğim zaman satın alayım. İçim rahat olsun isteği bu. Allah nasip eder de çocuklarımı görürsem onlara da göstermek isterim bu güzelliği. Kafanızı ağrıttım özür dilerim. Allah (c.c) bütün genç dergisi yazarlarının, bütün severlerin ve bütün okurların yardımcısı ve her daim yanında olsun.
Mustafa Delice Konya
Editörün Notu: Teşekkür ederiz Mustafa. Güzel bir fikir. Düşünelim, hatta cilt kapağı bastırıp dergiyi ciltlettirip, o şekilde de satışa sunabiliriz.
Argoya Dikkat!
Geçen gün dergimizi bir aboneye götürdüm. Dergiyi çok sevdiğini, özellikle karikatür çizen gençlerimizin varlığından duyduğu mutluluğu dile getirdi. Küçük de bir uyarıda bulundu. Aynı hassasiyete katılarak size ulaştırıyorum: "İlkokul birinci sınıfa giden yeni yeni okumaya başlayan kızım Cafcaf’ı okuyordu. ‘Babacığım hani biz "lan" gibi argo kelimeler kullanmayacaktık, burada yazıyor!’ dedi; inanamadım. Gerçekten de öyleydi. Bu konuda daha hassas olacağınızdan şüphem yoktur. Allah`a emanet olunuz.
Ahmet Kaya
Editörün Notu: Haklı ve yerinde ikazınız için teşekkür ederiz. Hakikaten dikkat etmemiz lazım. Bundan sonra bu konuda daha hassas olmaya çalışacağız.
Hatice Şahin Nerede?
Değerli Genç Dergisi yöneticileri. Derginizin sanırım Kasım sayısında 2 ay içerisinde hafızlık projesiyle ilgili bir yazı yayınlamıştınız. Ben bu projenin sahibi olan HATİCE ŞAHİN hanıma ulaşmak istiyorum. Eğer sizler de ulaşabileceğimiz herhangi bir adres ya da telefon numarası var ise bana iletmenizi istirham edecektim. Çünkü böyle bir projeye çok ihtiyacımız var. Eğer bizde bu yöntemle hafızlık yapabilirsek inşaallah hem hafız olmuş olacağız, hem de görmüş olduğumuz eğitimlerimiz yarıda kalmamış olacak. İlginiz ve alakanız için şimdiden müteşekkirim. Selametle kalın.
Rabia Kuz
Editörün Notu: Başka okuyucularımızın da bu konu ile ilgili soruları oldu. Hatice Şahin, Çankaya Müftülüğü’ne bağlı bir hafızlık merkezinde eğitmen. Aslında kendisi ile bir röportaj yapmak istedik ama çalışmalarının yoğunluğundan bu mümkün olmadı.
Bir Senelik Değerlendirme
Genç`liktenim / Hatice Durmaz
Beni anlamıyorlar! Hissetmiyorlar yaşadığımı... Boş bir odada oturuyorum, isyanlarımla beraber. Çocukluk geride kaldı, koca bir yük yüklediler sırtıma, adını koyamadığım...
Beni istemiyorlar! Hep dışlıyorlar... Farklı biri olmalıyım ki aralarına alsınlar beni. Ne yapmalı, hangi yola başvurmalıyım?
Kafamdaki sorular beni çıldırtıyor! Hani, nerede hayallerim, umutlarım? Ya sevdiklerim, sevenlerim? Nasıl bir yoldayım böyle? Bilmeceler içindeyim. Kendimi bulamıyorum ya da bulduğumu sanıyorum.
Derken bir tevafuk sonucu rastladım O`na! Beni anlayan, hisseden yaşadığımı... Beni isteyen, çağıran uzaklardan. Aydınlık bir odadayım, yanımda O. Sırtımdaki yük dertlerimmiş anladım ve dertlerimi sevdim. Öyle bir sevdim ki...
“Önderimiz ne sıkıntılar çekmiş, bana ne oluyor. Ne oluyor da şuncacık derdi çok görüyorum?” diyebildim. Anladım acziyetimi...
Sordum kendime, ama bu sefer bilerek, kendimden emin... “Şimdi yapacaklarıma bakmalı!”dedim ve çıktım yola. “Geçmişi artık sorgulamamalı!”
O Genç`lerdenim artık, ben de o Genç`liktenim. Artık küfretmiyorum karanlığa, bir ışık da ben yakıyorum.
BİZ HEP GENCİZ / Ayşe Serra
Yüreğimizde duran bir aşk var… Bazen kaynayan; bazen durgun… Bazen parlayan bazen solgun… Ama bir aşk var… Biz hep GENÇ’iz… Yedimizde de yetmişimizde de. Nasıl mı? Tıpkı Rasulullah (SAV)’ın şu hadisi şerifinde olduğu gibi: ‘Mü’min her halde kazançlıdır. Ona bir nimet ulaşırsa şükreder ve bu onun için bir hayr olur. Eğer bir musibete uğrarsa sabreder ve bu da onun için bir hayr olur…’’
Hayra her zaman sahip olan ve gönlü aşkla dolu olan gençleriz biz… Bedenimiz gençtir; fillerimiz yaşlılarınkine benzer. Hani övülen gençler var ya ‘yaşlılara benzeyen gençler’. Hani İmam-ı Azam Numan bin Sabit’in övdüğü kocakarı imanıyla sarılırız dine hamdolsun…
Biz hep GENÇ’iz… Bedenimiz yaşlansa da ruhumuz gençtir. Bu aşk bize Eyüp Sultan’dan gelir. Nene Hatun’dan gelir. Sütçü İmam’dan gelir. Bir Akçakoca oluruz bir Pir Emir... Bir Yunus sevdasına düşeriz; bir de İbrahim ateşinde yanarız. Firavunlar izlese peşimizi; asaya yoldaş olur Musa’nın ardından gideriz. Sevdasıyla yanarız son Nebi’nin (SAV). O’nun gençliğiyle güzelleşir gençliğimiz; ahlâkımız. O’nun hayatıyla anlam bulur her şeyimiz… İsmail’in tevekkülüne kurban oluruz. O bıçak İsmail’i kesmez ama bizim yüreklerimizi bu hayranlıkla lime lime doğramıştır. Yanarız bu sevda aşkına da küle döneriz ve rüzgar savurur bizi de yok oluruz. İbrahim (AS)’ın nazarıyla bakarken kainata; TEK BAŞINA BİR ÜMMET oluruz.
Biz GENÇ’iz ve Alemlerin Rabbi’nin izniyle hep GENÇ kalacağız…
‘‘ELDE SENSİN DİLDE SEN GÖNÜLDESİN BAŞTASIN;
FATİH’İN İSTANBUL’U FETHETTİĞİ YAŞTASIN!!’
Haydi gençler selama,duaya ve çalışmaya…
Gence verilen
En iyi
Nimet;
Çalışma gücüdür……