18.07.2013 14:33

Ti Haber

14549

İstanbul’u fethetmek için ikinci defa gelen Eyüp Sultan Hazretlerinin büyük buluşu Bizans’ın fena halde moralini bozdu. İstanbul’u fethetmeye gelenlerin korkulu rüyası olan Rum Ateşi ya da Grojiva ateşinin artık fiyakası fena bozuldu. Zift, reçine, kükürt, naftalin, kireç ve güherçileden oluşan Rum ateşi artık Eyüp Sultan Hazretleri sayesinde çabucak sönüyor.

Su eklendikçe alevi artan Rum Ateşi, özellikle surlardan aşağı döküldüğünde daha savaşmadan Müslüman askerlerin savaş dışı kalmasına sebep oluyordu. M.S. 7. yüzyıldaki geliştirip etkisini arttırma işi Suriyeli bir göçmen olan Kallinikos tarafından yapılan bu ateşin formülü bugün bile hala tam olarak bilinmiyor. Söz konusu tarif, Bizans imparatorları tarafından yüzyıllarca titizlikle saklanmış, ülkenin savunmasında en önemli silahlardan birisi olmuştu.

İstanbul’un Fethine katılmak için ikinci defa İstanbul önlerine gelen Eyüp Sultan Hazretleri, bir an önce surları geçmek için sabırsızlanan genç Müslümanları kırmayarak bir gece vakti, Eğrikapı önlerine geldi. Amaçları geçe karanlığından faydalanarak sur kapılarından birini açıp, Müslüman askerleri içeri sokmaktı.

Fakat tam o sırada uyanan Rum askerleri Müslüman askerlerinin farkına vararak, hazırladıkları Rum ateşini surlardan aşağıya döktüler. Fakat tam bu sırada ilginç bir şey oldu. Dökülen Rum Ateşi yanlarında getirdikleri devlerin ve atların idrarlarının oluşturduğu küçük gölete gelince adeta tıs diye söndü. Bu olayı şaşırarak izleyen askerler. Bunun üzerine orduda ne kadar deve idrarı, at idrarı varsa fıçılara toplayarak Rum Ateşine karşı kullandılar...

Eyüp Sultan Hazretleri’nin ikinci müthiş buluşu ise yanmayan kuleleri bulması. Deve derisinin yanmaya karşı dayanıklı olduğunu keşfeden Eyüp Sultan (r.a.), ahşaptan yapılan merdivenlere deve derisi gerdirip içine de kum doldurarak Rum Ateşi tarafından yanmasını önlüyordu. 1453 Nisan ayında İstanbul önlerine gelen Sultan Mehmet, yıllar önce olan bu olayı unutmayarak derhal atların ve mehter ekibinde bulunan develerin idrarlarını fıçılara toplayarak saldırı sırasında Rum ateşine karşı kullanılmasını istedi.

Öte yandan yine deve derilerini surlara tırmanmak için yapılan kulelere gerdirerek Rum ateşinin etkisinden askerlerini korumuş oldu. Tarihçilerin verdiği bilgiye göre bu küçük görünümlü büyük iki buluş sayesinde İstanbul’un fethi daha da kolaylaştın.