Akıllı kimseler bu günün işini yarına bırakmayanlardır. Onun içindir ki böyleleri hakkında şöyle denilmiştir:
“Aklı olanlar ayrılır şu halli gençten,
Bugünün işini yarına erteleten”
Yani aklı olanlar bu günün işini yarına erteleten gençten ayrıdır. Bu günün işini bugün yapmak, hatta bu saatin işini bu saatte yapmak, bu dakikanın işini bu dakikada yapmak gerekir. Bunla ilgili olarak merhum Musa Efendi Hazretleri şöyle derdi:
‘İnsan teheccüde kalkar, tam bu sırada aklına hayırlı bir iş gelir. Sabah olsa da şu hayrı yapsam der ve onu düşünmeye başlar. İşte bunu Rahmâni bişey olarak görmemek lazım. Çünkü şeytan o anda sizi teheccüd vaktindeki zikirden, murakabeden, tefekkürden ve teheccüdün zevkinden alıkoymak suretiyle hedefine ulaşmış olur.’
Şeytan ve nefis, hayır yolunda her zaman insana kötülük telkin ederek, önüne kötülük koyarak engel olmaz. Aksine bazan bir iyiliğin önüne başka bir iyiliği koymak suretiyle sizi o andaki iyilikten mahrum eder. O bakımdan “İbnü’l vakt” olmak, yani vaktin icabı neyse o saniyede o dakikada onu yapmak çok önemlidir.
Elbette “İbnü’l vakt” hassasiyetini özellikle hizmet konusunda da göstermek gerekiyor. Çünkü bugün yapmamız gereken bir hizmeti yarın yapamayabiliriz. Buna güç ve imkan bulamayabiliriz. Bugün ihmal ettiğimiz bir hizmeti yarın yapsak da çok büyük bir kıymet ifade etmeyebilir. Onun için hangi anda hangi iş yapılması gerekiyorsa onu o anda yapmak gerekiyor. Kısacası erteleyenlerden olmamak gerekiyor. Çünkü erteleyenler yani “gelecekte yaparım diyenler helak oldu” buyuruluyor.
Bu hususta Mevlâna’nın bir sözü var çok güzel:
“Yarın yaparım diyorsun, kaç tane yarın geçti hayatında.
Kaç tane yarın geçti ne yaptın ki yarın yaparım diyorsun.”
Aslında bugün de bir yarındır. Dolayısıyla bugünü bugün değil, hatta bu saati bu dakikayı bu anda yapmak lazım.