
Hüseyin Erdoğan
Önce hafif bir baş ağrısı çöker. Yavaş yavaş gözler kısılır. Direndikçe sırtımız ağrımaya başlar. Evet, uykuya dalıyoruzdur. Bazen soğuk bir suyla bazen sıcak bir kahve ya da çayla kovarız uykumuzu, ertesi gün uyumadığımızın acısını çıkarmak üzere.
Uykuyu irdeleyen kronobiyologlar “İnsan neden uyur`”, “İnsan kaç saat uyumalıdır`”, “Sirkadyen Ritmi (biyolojik saat) nasıl işler`”, “En verimli uyku nasıl alınır`” gibi sorulara cevap ararlar. Alman araştırmacılar Münich Chronotype Questionnaire (Münich Kronotip Anketi) adı verdikleri data ile uyuma hakkında bir proje yürütüyor. Değişik topluluklardan alınan bilgiler ve uyku laboratuvarlarından gelen bilgilerle uyku hakkında temel bilgiler dinilmeye, meraklar karşılanmaya çalışılıyor.
Yapılan araştırmaya göre insanlar iş zamanları ve tatil zamanlarında farklı miktarlarda uyuyor. İş günleri ile tatil günleri arasındaki fark ortalama 38 dakika oluyor. Obezite, depresyon ve bazı sağlık sorunlarından ötürü uyku zaman giderek artıyor. İnsanların sosyal sebeplerden ötürü (iş saatlerinin uyumu gibi) uyku periyodunun bölünmesi kişide psikolojik bazen de fizyolojik sorunlara sebebiyet verebiliyor.
Uyku mevzusunda İslam elbet en güzel tavsiyelerde bulunur. Peygamber Efendimizin (s.a.v) tavsiye ettiği kaylûle (öğleden önce az miktarda uyuma) Kur’an’da gecenin dinleme vakti olduğu telkinleri, uyku ve uyku verimi hakkında açıkça tavsiyeler verir.
“O, içinde dinlenesiniz diye geceyi sizin için (karanlık); gündüzü ise aydınlık kılandır. Şüphesiz bunda işiten bir toplum için ibretler vardır. ” Yûnus 67
Ayeti kerimede de belirtildiği üzere insan yaratıldığı fıtratın dışında hareket etmediği sürece vücudu düzen içerisinde işler. Sıhhatli olabilmek ancak kâinatı bir düzen ve intizam içerisinde yaratıldığının idrakine varılarak bu düzene uymakla olur.
Kaynak: The human sleep Project. Till Roenneberg. 437-428 Nature 26.06.2013