İstiklâl Marşı Derneği (İmder) kuruldu. İstiklâl Marşı Derneği`nin bulunduğu konumu farkeden ve sahip olduğu kaygıları taşıyan hemen herkes derneğin kurulduğundan bir şekilde haberdardır. Yine de biz burada, haberdar olmayanları, ve şöyle böyle haberdar olup derneğin meselesini duymamış veya sadece bir gazete haberi gibi bunu dinleyen, izleyen, okuyan geçenler için de dernek hakkında bazı hatırlatmalarda bulunalım.
İstiklâl Marşı Derneği diye bir derneğin kurulmuş olması, hem üzüntü verici hem de güç ve sevinç aşılayıcı bir durum. İmder kuruldu, çünkü derneği kuranlar ve derneğin mensupları Türkiye`nin çok ciddi bir süreçten geçtiğini, siyasi, ekonomik, kültürel anlamda Türkiye`nin şimdiki durumunun İstiklâl Marşı`nın yazıldığı döneme benzediğini düşünüyor. `Türkiye`nin Türkiyeliğini devam ettirmek gibi bir kaygısı var mı?` sorusuna herkes muhataptır; Türkiye`de etkili ve yetkili konumda bulunanların siyasi anlamda böyle bir hayatiyet sorusuyla kendisini muhatap edip, bu soruya verilebilecek tek cevap doğrultusunda hareket ettiğini gösterir bir işaret yok. Bazı kişilerse, daha Türkiye`nin karşılaştığı tehditin farkında bile değiller. Burada İmder`in kurucusu İsmet Özel`in bir ifadesini kullanarak, İstiklâl Marşı`nın savunduğu ve hayatiyetini bağladığı şartları savunmayanları, konumlarını, tam bağımsızlığını koruma ve ilerletme meselesine bağlamayan insanları iki gruba ayıralım; bunlar ya hainlerdir, ya da gafillerdir. Türkiye`nin nereye gittiğini bildiği ve gördüğü halde, bunu görmezlikten gelen çünkü kendi konumunu, kârını tehlikeye atmak istemeyen insanlar hainler, Türkiye`nin neler yaşadığını ve yaşıyor olduğunu dert edinmeyen, anlama, farketme iradesi gösteremeyenler gafillerdir. Hainler ve gafillerin karşısında ise, müslümanlığını başkalarının şartlarına bağlamayan, neler olup bittiğini anlamak idrakine sahip, ve anladığından kaçmak inandığını savunmamak düşüklüğüne kapılmayan müslümanlar var. Türkiye`nin siyasi ve dolayısıyla ekonomik ve dolayısıyla da kültürel açıdan yaşadığı sıkıntıların farkındadır, bu alanların anlamına ve temeline dair bir bilgi ve kaygı sahibi olanlar. İstiklâl Marşı Derneği bu farkındalığı dillendirme ve tehlikeyi önleme derdinde olan insanların kurduğu bir dernek. Böyle bir derneğin kurulması üzüntü verici dedik, çünkü Türkiye`nin böyle bir durumda bulunmasına üzülmemek mümkün değil! Tespit edilen bu gerçekleri doğru kabul edecek kadar duyarsızlaşanlara mukabil, tespitlerden çıkan karamsarlığın kötümserliğe dönüşmememesi ve bir an için bile ümitvar olmaktan kaçınılmaması gerekir. Bu derneğin kurulması, “Hakkıdır Hakka tapan milletimin istiklâl” diyenlerin ve bunu olduğu gibi kendi adıyla söyleyenlerin, varlığımıza, toprağımıza, inancımıza, kaynağımıza göz dikenlerin karşısına çıkıp, onların en çok gizlediği şeyleri haykıranların, istiklâl hakkı olanların Hakka tapan olanlar olduğunu söyleyenlerin, bunu böylece ifade edenlerin de olması sebebiyle, Türkiye için bir çıkış gücü, güvenidir.
İmder`in genel başkanı İsmet Özel, derneği kurduktan sonraki bir söyleşisinde, İstiklâl Marşı bizim tarifimizdir, demişti ve derneğin ne tür faaliyetler yapacağı sorusuna şöyle cevap vermişti: “Bu tarifin yaygınlaşmasından başka bir şey yapmaya gerek yok. Çünkü kötülük bilginin saklanmasıyla ika ediliyor. Yani şu anda insanlar Türkiye’nin içinde olduğu durumu bilmiyorlar. Korkunç bir sansür var. Türkiye’nin ne olduğu ne olmadığı, kimlerin neye razı olduğu konuşulmuyor. Yani hem medya hem de siyasi dümenle yapıyorlar. Avrupa, Türkiye’deki baskıcı unsurlara destek veriyor. Daha yeni AİHM, yüzde 10 barajının hak ihlali olmadığına karar verdi. Aynı mahkeme, üniversitelerde kızların başörtüsüyle ders görmelerine getirilen yasağı da onaylamıştı. İstiklal Marşı, “Hakkıdır hakka tapan milletimin istiklal” diyor. Hak edilmiş bir vatanımız, devletimiz, toprağımız var. Demek ki hak edilememişi de oluyor bunun. Kürt meselesi söz konusu olduğunda birileri çıkıp, “Biz Fransa için Korsika meselesini söz konusu ediyor muyuz?” diyor. Korsika hak edilmiş bir Fransız toprağı mıdır diye düşünmüyor bu benzetmeyi yaparken. Urfa’da Fransızlarla çarpışanlar Kürt müydü Türk müydü? Demek ki burada rol oynayan şey etnisite değil, tarihi rol. Yani tarihi rol gereği orada Fransızlarla çarpışanlar Kürt değil Türk idiler. Yani onlar Türk olmasalardı savaşmayacaklardı. Bugün olan budur işte. Netice itibariyle İstiklâl Marşı Derneği, esas milli platformun İstiklâl Marşı’nın kendisi olduğunu ve İstiklâl Marşı’nı reddedenlerin de bizden olmadığını söyleyecek.”
İşte İstiklâl Marşı Derneği bu endişelerle kuruldu ve çalışmalarına devam ediyor. Allah hiçbirimizi gafiller ya da hainlerden eylemesin. Amin.
Not: İmder hakkındaki gelişmeleri derneğin resmi sitesi www.istiklalmarsidernegi.org.tr`den takip edebilir, üyelik başvurusunda bulunabilirsiniz.