Türkiye’nin gelişmesi, büyümesi, kalkınması son on yıldır hızlı bir ivme kazanarak artıyor ama geçmişin Türkiye’sinin insanların fişlendiği, baskı altına alındığı, yasaklarla çevrelenip dayatmalara maruz kaldığı günlerinin özlemiyle yanıp tutuşan kitle, muhalefet dilini sürekli bu karşıtlık üzerinden kuruyor. Gezi Parkı olayları, Türkiye’nin sürekli yükselen grafiğine büyük etkide bulunup imajına zarar verirken, başrolde, sol kültürün popüler figürleri vardı. Alışılmış Kemalist reflekslerin dışına çıkarak yeni bir jenerasyon olduklarını iddia eden bu kitle maalesef süreç boyunca büyüklerinin yöntemlerini kullandı. İngiltere destekli bir ajansın desteğiyle iki yıldır tiyatro sahnelerinde Gezi provası yaptığı iddia edilen Mehmet Ali Alabora başta olmak üzere Ece Temelkuran, Ceyda Karan ve daha birçok yazar, sinemacı, tiyatrocu, reklamcı varsa süreci destekleyen, insanları gerçek olmayan haber, fotoğraf ve videolarla yönlendiren, provokasyona kapı aralayan mesajlarla insanları meydana çağırdı. Özellikle sosyal medya üzerinden sağlanan haberleşme kanallarını aktif kullanan provokatörler, olayların başlaması, büyümesi, yönlendirilmesi konusunda kendilerine verilen görevi yerine getirmiş oldu. Şimdi neredeler? Özür dilemekle meşguller.