
Ayşegül Genç - Sami Yaylalı
Attar mı, Aktar mı?
TDK’ya göre aktardır doğrusu. Lakin yaygın kullanımı attar şeklindedir. Itr sözcüğünden türemiştir. Güzel koku satan gibi anlamlara da geldiği için attar olarak kullanımı yaygındır.
Botanik ve bitki bilimiyle uğraşan kişilere ise herbalist denilir. Lakin son zamanlarda halka alternatif tıp adı altında tedavi hizmeti sunan aktarlar kendilerine bu ismi vermeye başlamışlardır. Aktar denilince sıradan ve basit gelmesi, herbalist kelimesinin daha havalı olması buna sebep olabilir mi?
Itriyat Deposu
Eczanelerden alınabilecek ilaç dışında sağlık bakanlığından onaylı bütün ürünleri pazarlayan ve bünyesinde bulunduran depolardır. Ticarette ise sağlıkla ilgili kabul edilen ama ıtriyattan olan krem, biberon, pamuk, sabun vb. gibi maddeleri bulunduran toptancıların genel adıdır. Itriyat, yerini zamanla kozmetik kelimesine bırakmıştır.
Feridüddin-i Attar; Attar mıdır?
İranlı bir şair ve mutasavvıf olan Feridüddin-i Attar’ın hayatı hakkında pek fazla bilgi yoktur. Nişabur’da 1120 yılında doğduğu 1229 yılında öldüğü söylenir. Mevlana, Şeyh Galib tarafından övülmüş, pek çok eseri günümüze kadar ulaşmıştır. Babası attar idi, ilâç, esans, parfüm satardı. Ferîdüddîn-i Attar, küçüklüğünde Şadbah kasabasında bir yandan babasının yanında attarlık mesleğini öğreniyor, bir yandan da İslam büyüklerinin sohbetlerine devam ediyordu. Babasının vefatı üzerine onun yerine geçip, attarlık mesleğini bir süre devam ettirdi. Attarlıkla uğraşırken, bir taraftan da kıymetli dini kitapları, velilerin hayatlarını ve menkıbelerini okuyordu. Daha sonra attar dükkanında ne varsa sadaka olarak dağıtmış ve bir dergâhta talebe olarak dini ilimler öğrenmeye devam etmiştir. Attarlık mesleğine olan ilgisinden ve duyduğu saygıdan dolayı da eserlerinde “Attar” mahlasını kullanmıştır.
Çörekotunun Esrarı
Hadis kitaplarında Peygamber Efendimiz’in, tarçın, biber, zencefil gibi baharatları yiyeceklerine eklediği söylenmektedir. Ebû Hureyre’nin nakline göre Hz. Peygamber (s.a.v) “Çörek otunda ölüm hariç her türlü hastalığın şifası vardır” demiştir. Bazı hadis uzmanları “her türlü hastalık” kısmının nasıl anlaşılacağı konusunda tartışmalar ve farklı fikirler sunmuşlardır. Umumun genel kanaati çörekotunun dozajına ve terkibine göre faydası değişmektedir şeklindedir. Son yıllarda çörekotu üzerinde yapılan pek çok araştırma göstermiştir ki çörekotu bin bir derde devadır. Karaciğeri yenilemekte, kansere yakalanma riskini azaltmakta, şeker hastalığına ve alerjilere iyi gelmekte, kolestrol, tansiyon, damar sertliği gibi bilumum hastalıklara karşı korumakta, doğal bir antioksidan olup türlü mikropları etkisiz hale getirmektedir. Miktar ve kullanım şeklindeki sırlar bilim ilerledikçe açığa çıkmaya devam edecektir.
Ekonomimizi Tatlandıran Baharatlar
Ülkemiz önemli kimyon, kekik ve defne ihracatçısıdır. Kimyon üretimimiz bazı yıllar 17 bin tona erişmekte, bu da Dünya üretiminin %50’sinden fazlasını karşılamaktadır. Yine Dünya’da en fazla kekik ihraç eden ülke Türkiye’dir. Diğer ihraç potansiyeli yüksek bitkilerimizden birisi de defne olup Dünya defne ihtiyacının %90’ının ülkemiz tarafından karşılandığı bildirilmektedir. Tarçın, karabiber, Hindistan cevizi ise iklim uyumsuzluğu yüzünden ithal ettiğimiz baharatlar.
Zahter mi Kekik mi?
Kekik bitkisini hemen hepimiz biliriz fakat zahter denilince birçoğumuz tam olarak neyin kastedildiğini kestiremeyiz. Zahter, Güney Doğu Anadolu yöresinde kullanılan biraz daha keskin kokulu bir kekik. Bu kekik, Güney Doğu’nun zengin kahvaltılarında dövülmüş sarımsak tozu, kişniş, kimyon gibi baharatlarla karıştırılarak enfes bir karışım haline getiriliyor, içindeki yoğun ve baskın tadından ötürü de buna yine Zahter deniyor. Genellikle zeytinyağı ile birlikte tüketiliyor.
Tavuklar Neden Keten Tohumu Yiyor?
Hipokrat’ın karın ağrısı çekenler için “keten tohumu yesinler” önerisi kayıtlarda yazılıdır. Lakin bugün insanlardan çok tavuklar keten tohumu yemektedir. Omega-3 yönünden zengin yumurta üretimi için tavukların menülerinde keten tohumu yer almaktadır. Prostat ve göğüs kanseri riskinin düşürülmesinde, kolestrol seviyesinin aşağı çekilmesinde, yüksek lif sayesinde sindirimde, kabızlığı giderici, bronşit ve soğuk algınlığını hafifletici, öksürük kesici özellikleri mevcut olan keten tohumunu yumurta üzerinden alıp almamak size kalmış diyebiliriz.
Medine Sofralarından Aklımızda Kalan Tat
Dukka, Medine’de iftarlarda yoğurtla birlikte avuç avuç tüketilen bir baharat. Aslında Mısır menşeili bir karışım. İçeriğinde envai çeşit baharat mevcut en bariz olanlar kavrulmuş susam ve kinz denilen bir ot. Yoğurtla birlikte tüketilmesinin sebebi hem tad olarak harika bir karışımın sağlanmış olması hem de yoğurtun insana verdiği uyku, yorgunluk halinin giderilmesine yardımcı olmasından mütevellittir.
Baharat Yolu
Tarçın, zencefil, zerdeçal gibi envai çeşit baharatı milattan önce bile Çin’den Hindistan’dan itibaren Batı’ya, Avrupa kıtasına getiren yollar vardı. Bunların en eskisi İpek yoluyla paralel olan yol Baharat Yolu iken daha sonra Hint Okyanusundan Akdeniz’e açılan deniz yolu da kullanıma girdi. Ümit Burnu’nun Avrupalılar tarafından keşfi yapıldıktan sonra kara yolu ile Avrupa’ya baharat taşıma işi tamamen bitti ve deniz yolları artık baharat yolu oldu.
Padişah Sofralarında Olmayan Tat
Tarih kitapları genelde Fatih Sultan Mehmet’ten sonra saray mutfaklarında aşçılara baharat kullanmayı yasak edildiği yazar. Bunun ilk büyük nedeni Fatih Sultan Mehmet’in bu yolla zehirlendiği düşüncesidir, bir diğeri ise padişahların yemeklerden çok fazla güzel tat almaya başlayınca milletin ve ümmetin derdini unutmaları korkusudur. Bu nedenlerden ötürüdür ki padişahlar birçok yemeği tatsız tuzsuz yemişlerdir.
Buzdolabı Yokken Baharat Vardı
Pastırmayı sucuğu hepimiz biliriz, onlar çoğu zaman açıkta saklanabilen et kullanım türleridir. Bunu sağlayansa içlerine atılan envai çeşit baharattır. Buzdolabı yokken etlerin bozulmaması için baharatlarla hercümerç edilip saklandığı biliniyor. Hindistan’da çok fazla baharatlı yiyecek tüketilmesinin sebebi, oradaki iklim şartlarıdır. Etlerin saklanması için baharat karışımlarını tercih etmelerindendir.
Yemeğe Sevgi Nasıl Katılır?
Aşçılar en çok baharatlı yemekleri sever, çünkü birçok aşçı baharatlar sayesinde yiyenlerin almasını istediği tadı sağladığını düşünür. Çoğu zamanda baharatlar yemeklerin hatalarını örten yardımcı tatlardır. Çok beğenilen bir yemeği aşçıya nasıl yaptığını sorulunca yemeğe sevgimi katıyorum derler. Aslında yemeğe katılan sevgi baharattır. İnsan en çok baharat atarken içindeki duayı katarmış. Ve aşlar bu dua sayesinde lezzetlenirmiş.