
Cihat Yılmaz Karabıçak
Teknoloji günümüzde büyük bir hızla gelişiyor... Bunun farkındayız ve bazen bu hıza yetişemiyoruz. Elbette, teknolojinin hayatımıza getirdiği bir çok yenilikler ve kolaylıklar var. Mesela, internet... İnternet üzerinden yapılan işler, iletişimler… Zaten bu tür örneklerle günlük hayatımızda iç içeyiz. Fakat, üzülerek söylüyorum ki, teknolojinin gelişmesi bizden bazı güzellikleri de aldı götürdü ve hâlâ götürmeye devam ediyor. Bunları samimiyet, kardeşlik, paylaşma... diye sıralayabiliriz en başta. Teknoloji, birlikte yaşamaktan çok birey olarak yaşamayı bilinçaltımıza yerleştirdi. İnsanlar kendi iç dünyalarında yaşıyor artık. Çoğu akrabasını, dostunu, komşusunu ya da bir başkasını düşünmüyor. İnsanlar artık çiçeğin açışından, güneşin doğuşundan, kuşların ötüşmesinden,… zevk alamıyor gibiler. Zevk almayı bir kenara bırakın; insanlar nefes aldıklarına, yürüyebildiklerine, konuşabildiklerine, sağlıklı olduklarına şükretmiyor. 1400 yıl önce peygamberimiz Hz.Muhammed (s.a.v) ne güzel söylemiş: ”Komşusu açken tok yatan bizden değildir.” Bu söz bize unuttuğumuz kardeşliği, paylaşmayı, samimiyeti hatırlatıyor.
Unuttuğumuz bir diğer güzellik olan mutlu olmaktan bahsedelim biraz da. Sizce mutlu olmak nedir? Bir kişilik bir şey midir mutluluk? Ulaşılması mümkün olmayan bir şey mi? Yoksa güzel olduğuna inandığımız her şey mi? Mutluluk; kendi mutluluğumuz ne kadarsa daha fazlasını başkası için istemek değil midir? Yardıma muhtaçlara yardım etmektir, mutluluk. Yaşlı bir insanı kolundan tutup karşıdan karşıya geçirmektir, mutluluk. Otobüste büyüğümüze yer vermektir, mutluluk. Kışın üşüyerek okula gidip gelen çocuklara bir ayakkabı, bir kaban alabilmektir, mutluluk. Okula kitapsız, kalemsiz giden bir öğrenciye; bir defter, bir kalem hediye etmektir, mutluluk. Cebindeki son parayı ihtiyacı olan birine verebilmektir, mutluluk. Kendi dünyamızda tıkılıp kalmak değildir. Kısacası paylaşabilmektir, mutluluk:
Ben de şimdi böyle bir mutluluğu paylaşmak ve Süleyman Demirel Üniversitesi, Yabancı Diller Meslek Yüksek Okulu tarafından başlatılan “KARDEŞ KÖY KAMPANYASI” hakkında bilgi vermek istiyorum. Düşüncemiz, düzenlediğimiz yardım kampanyasıyla, konforun karşı tarafındaki kardeşlerimizin eksiklerini giderip, onları bir nebze de olsa memnun etmek ve onların ümitlerini yeşertmektir. Şunu unutmayalım, bu çocuklar da bizim çocuklarımız ve geleceğimiz. Bu tür köyler de sadece Isparta çevresiyle sınırlı değil. Ülkemizde yüzlerce köy var ve hâliyle ihtiyaçları olan pek çok çocuk... Bu tür kampanyaları yurt içinde yaygınlaştıramaz mıyız?. Böylelikle bir çok çocuğa ulaşıp onları mutlu edebiliriz. Bilinen bir mum yaktık. Bu mumu söndürmeyelim. Yıllar boyunca hiç sönmeden yansın. VAR MISINIZ?
Kampanyada emeği geçen herkese TEŞEKKÜRLER...
Katkılarından dolayı öncelikle GENÇ DERGİ’ye, BEDİR KIRTASİYE’ye, C/11 SINIFI öğrencilerine ve yardımda bulunan herkese (yazıya katkılarından ötürü Dilek Ev’e)
TEŞEKKÜRLER…