20.06.2013 16:31

Genç Haber Merkezi

3234

Mine Taşdemir / Genç Haber Merkezi

Öyle güzel bir dinin mensuplarıyız ki, Allah’a ne kadar hamd etsek az. İçinde türlü türlü güzellikler muhtevâ eden bu din, kolaylık dini olmasının yanında bir de güzellik dini.

Toplum refahı için atılan her adımı “sevap” olarak değerlendiren bu din, yapılan her güzellik için insanoğluna türlü türlü vaatlerde bulunuyor üstelik Ne güzel değil mi, hem kolay bir şeye teşvik, hem de sayısız vaatler…

Hem de ne vaatler. “Altlarından Irmaklar Akan Cennetler” diyeyim, gerisini siz tahayyül edin, tabî edebiliyorsanız…

Su içmek. Hepimizin en elzem ihtiyaçlarından biri olan su içme eyleminde ne kadar çok sevap gizli hiç düşündünüz mü? Muhtemelen düşünmemişsinizdir, düşünecek onca şey varken vakit bulamamışsınızdır. Bu yaz tatile gidilecek mekânlar, akraba düğünlerinde giyilecek abiye elbiselerin rengi, fanatiği olunan takımların gol durumları vs. beklerken düşünülecekler arasında, su içerken işlenen ya da işlenilmeyip, ihmâl edilen sünnetlerin düşünülmemesi yadsınmasa gerek…

Konuyu dağıtmak istemiyorum, hemen döneyim asıl konuya. Su içmek, O’nun (sav) yolunda ilerleyebilmek adına bir fırsat bana göre. “Böyle fırsat mı olurmuş, su içmenin neresi fırsat” demeyin, olur çünkü.

Suyu besmele ile içersin sevap olur, üç yudumda içersin sevap olur, içi görünen bir kaptan içersin sevap olur, içtiğin kabın içinde nefes almazsın sevap olur. Kısacası bir bardak su içersin, hem bedene gıda olur, hem kale. Şifâ olur, âfiyet olur, nur olur…

Rabbimizin cömertliği sadece su içme eylemiyle de kısıtlı değil, Her eyleme dikkatlice nazar ettiğimizde, içinde türlü türlü sevaplar sakladığını fark ederiz.

Bırakın elinizdeki su bardağını ve başlayın bir namaz abdesti almaya.

Abdeste niyet ettiniz sevap, besmele çektiniz sevap, abdest uzuvlarını üçer defa yıkadınız sevap…

Uzun sözün kısası, bu din gerçekten kolaylık ve güzellik dini. Bu din gerçekten insanın Cennet’e girmesini çok istiyor. Ve bu din gerçekten insana çok değer veriyor.

İslâm’ın insana verdiği bu değeri görmenin yolu da tefekkürden geçiyor. Tıpkı su içerken ki sünnetleri tespit etmenin, sünnete ittibanın ne denli ehemmiyetli olduğunu kavramanın yolunun oradan geçtiği gibi…