
Kuran’da dekorasyon, mimari ve tasarıma ilişkin çeşitli örnekler verilmiştir. Evlerin üzerine kurulduğu mekanlardan, iç dekorasyonlarına kadar insanın hoşuna gidecek noktalara dikkat çekilmiş, özellikle de cennetin tarif edildiği ayetlerde bu daha ön plana çıkmıştır. Allah cenneti insanoğlunun en çok beğeneceği şekilde donatmıştır. Kuran ayetlerinde, cennetteki bu aksesuarlar detaylı olarak anlatılırken, aslında insanlara dünyada da en hoş mekanları nasıl elde edebilecekleri konusunda yol gösterilmektedir. Hazreti Süleyman zamanında yapılan Süleyman mabedinden Kanuni zamanında yapılan Süleymaniye camiine tüm mabetler hep Kuranda belirtilen estetik kaygıyla inşa edilmiştir. Bunları değerli kılan temel unsur Allah’ın bize bahşettiği güzelliği algılama yeteneğimizdir.
Kuran’da bahsedilen belli başlı güzel sanat örneklerinden bazıları şunlardır:
“Ma’mur eve, yükseltilmiş tavana” (Tur, 4-5)
Yüksek tavanlar insanı rahatlatır; bu yüzden özellikle hastaneler yüksek tavanlı olarak tasarlanır. Günümüzde bunun aksi örneklerin olması bizleri yanıltmasın.
“…Evlerine gümüşten tavanlar ve üzerinde çıkıp-yükselecekleri merdivenler yapardık. Evlerine kapılar ve üzerinde yaslanıp-dayanacakları koltuklar, ve (daha nice) çekici-süsler (de verirdik). Bütün bunlar, yalnızca dünya hayatının metaıdır. Ahiret ise, Rabbin’in katında muttakiler içindir.” (Zuhruf, 33- 35)
Dünyada gümüş, altın kadar olmasa da değerli madenler arasındadır. Gümüşün mekan dekorasyonlarında kullanılmasına günümüzde yaygın olmasa da önceki zamanlarda rastlanmıştır.
“Onların etrafında altın tepsiler ve testilerle dolaşılır; orada nefislerin arzu ettiği ve gözlerin lezzet (zevk) aldığı herşey var. Ve siz orada süresiz kalacaksınız. İşte, yaptıklarınız dolayısıyla mirasçı kılındığınız cennet budur.” (Zuhruf, 71-72)
Altın tepsiler ve testiler tarihi eser olarak bazı evlerin şark odalarında sıkça rastladığımız malzemelerdir.
“Yüksek sütunlar’ sahibi İrem’e? Ki şehirler içinde onun bir benzeri yaratılmış değildi.” (Fecr, 7-8)
Ad kavmine ait bu şehir görkemli mimarisi ve aşırı yüksek sütunlarıyla dillere destan olmuştur.
“Yükseklere-kurulmuş döşekler (sedirler)” (Vakıa, 34)
Allah’ın cennette yer alacağını belirttiği yükseklere kurulmuş döşekler ve sedirler, alçak bir zemine yerleştirilen düzenlere kıyasla görüntüyü çok daha geniş açılı alırlar. Bu yönleriyle son derece ferahlatıcı bir özelliğe sahiptirler.
Allah Kuran’da cennetle ilgili ayetlerde, insanlar için güzellikler içeren ortamlara da dikkat çekmiştir. Bu ortamlardan biri de alabildiğine uzanan yeşilliklerdir:
“Bu-ikisinin ötesinde iki cennet daha var. Şu halde Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz? Alabildiğine yemyeşildirler.” (Rahman, 62-64)
İnsanı Allah yarattığı için onun ruhuna zevk verecek şeyleri de en iyi O bilir. İşte, alabildiğine uzanan yeşilliklere karşı insanda oluşan zevk de bunun göstergelerinden biridir.
“Ancak Rablerinden korkup-sakınanlar ise; onlara yüksek köşkler vardır, onların üstünde de yüksek köşkler bina edilmiştir. Onların altında ırmaklar akmaktadır. (Bu,) Allah’ın va’didir. Allah, va’dinden dönmez.” (Zümer, 20)
Altından ırmaklar akan yerlere, Kuran’da cennet tasvirlerinin yapıldığı ayetlerde dikkat çekilir. Cennetteki evlerin ve köşklerin hep böyle mekanlarda yer aldığı bildirilir. Allah’ın, razı olduğu kullarını cennette altından ırmaklar akan mekanlarla ödüllendirmesi, dünyada da buraların en güzel yerler olduğuna açık bir işarettir.
Frank Lloyd Wright’ın yaptığı şelale evi bu tip mekanlara güzel bir örnek teşkil eder. Ve takılar…
Adn cennetleri (onlarındır); oraya girerler, orada altından bileziklerle ve incilerle süslenirler. Ve orada onların elbiseleri ipek(ten)dir. Derler ki: "Bizden hüznü giderip yok eden Allah`a hamdolsun; şüphesiz Rabbimiz, gerçekten bağışlayandır, şükrü kabul edendir. Ki O, bizi kendi fazlından (ebedi olarak) kalınacak bir yurda yerleştirdi; burada bize bir yorgunluk dokunmaz ve burada bize bir bıkkınlık da dokunmaz." (Fatır, 33-35)