Cömertliğiyle meşhur Hâtem-i Tâî`ye sordular:
-Senden cömert bir kimse var mıdır?
-Evet, diye cevap verdi ve şu hadiseyi anlattı:
Bir gence misafir olmuştum. Bana hemen bir koyun kesiverdi. Koyunun eti geldiğinde:
- Ben koyunun böbreklerini çok severim, dedim. Bir ara, ev sahibi genç gözden kayboldu. Bir müddet sonra yedi koyun böbreğiyle geliverdi. Zaten varı yoğu yedi koyunu varmış. Benim için meğer bütün malını feda etmişti. Neden böyle yaptığını sorduğumda: "Sen bana Rabbimin gönderdiği misafirimsin. Senin sevdiğin şeyi ikram etmeyeyim mi?" dedi. Gencin bu misafirperverliği karşısında gözlerim yaşardı. Ona 300 deve ve 500 koyun gönderdim. Fakat, bu benim mallarımın ancak küçük bir parçasıydı. O genç, malının tamamını benim için feda ettiği için, benden daha cömerttir.
Mühim olan, verilen şeyin çokluğu değil, onun malının kaçta kaçı olduğudur. Varını yoğunu misafiri için feda edenden daha cömert olan kimse yoktur. Malının tamamını veren elbette cömerttir ama, can maldan da tatlıdır. Allah`ın sevgili kulları ise, diğer kullar için canını feda etmektedirler. Cömertlerin cömerdi de onlardır.