Nedim Kaya
Değerli Yavrum:
Küresel ısınma meselesi sana yazmakta duygusal sıkıntılar yaşadığım bir konu, bu yüzden olacak ki çok önem vermeme rağmen bu güne kadar yazmadım. Çünkü bu konu sana ve size yaşanacak bir Dünya bırakıp bırakmamamızla ilgili, senin anlayacağın bizim için önemli, sizin için hayati bir mesele. Bütün Dünyada çok tartışılmasına rağmen çağdaşlarımın bile ne olduğunu tahminler dışında fazla bilmediğine şahit olduğum bir mesele. Aslında bende ne olduğunu hislerimle çok iyi anlamama rağmen nasıl tarif edeceğimi pek çözemiyordum. O yüzden Amerika’da ilkokul çocuklarına basit şekilde olayı anlatan bir sunuma müracaat ettim. Bana yararlı olduğuna göre bir çok insana faydalı olur diye düşündüm. İşte ilkokul çocuklarının bile anlayacağı bir anlatımla küresel ısınma:
Yeryüzünü kocaman bir sera olarak düşünelim. Güneş bir pinpon topu gibi gelip dünyamıza çarptıktan sonra geri zıplıyor, seramızın tavanı bu topların bir kısmının sonsuza kadar geri gitmesine engel olup onları hapsediyor. Böylece daha soğuk olması gereken dünyamız bizim, bitki ve hayvanlarımızın nefes alması için gereken ortam, içilebilir su, uygun iklim şartlarının oluştuğu mükemmel bir sera haline geliyor. Uçakla bir kaç kilometre yüksekten uçarken sıcaklığın eksi ellilerde olması bu seranın fonksiyonunu daha rahat anlatır herhalde. Şimdi bir problemimiz var; Tüketimin çılgın boyutlara ulaştığı Dünyada endüstriyel ürünlerin tamamında enerjiye ihtiyacımız var ve bu enerjiyi de en ucuz şekilde sırasıyla kömür ürünleri, petrol ve doğalgazdan elde ediyoruz. Diğer kaynaklar da var ama bunların yanında hesaba girmeyecek kadar zayıf kalıyorlar. Kömür ve petrol yandıkça açığa karbondioksit bırakıyorlar. Karbondioksit seramızın tavanına kadar tırmanıp orada kalıyor böylece seramızı içerden bir battaniye ile kaplamış oluyoruz. Buna sera etkisi deniyor. Battaniye ile desteklenmiş bir sera demek daha sıcak bir sera demek. Sıcak iyidir ama daha sıcak iyi değildir. Bu durum su kaynaklarımız olan ve denizleri serin tutan buzulların erimesine ve belli iklimde yaşamaya alışan canlı türlerinin yaşayabilecek ortam buldukça göçmesine, bulamayınca ise ölmesine yol açıyor. Geçen seyrettiğim bir belgeselde bir kutup ayısı eşini ve bebeğini buzulda bırakıp yiyecek getirmek için normalde 20km sonra bulması gereken deniz aslanlarına ulaşmak için 300 kilometreye yakın yüzüyordu. Sonunda deniz aslanları sürüsüne ulaşıyordu ama onları yiyecek hali kalmamıştı. Binlerce deniz aslanının ortasında canını verene kadar avını seyretti durdu. Aylarca yemek arayıp kebabı bulunca yiyecek hal kalmadığından seyrede ede ölmek gibi.
Peki şimdi ne olacak. Gerçi küresel ısınmayı abartılı olarak bulanlar var, keşke öyle olsa diyorum ama derinine inince altından insanı kusturacak siyasi sebepler çıkıyor. Amerika’da birinin beyaz dediğine diğerinin siyah dediği iki parti küresel ısınma meselesini siyaset konusu yapınca bu ciddi mesele sulanmış durumda. Demokratların ağır topları 2008 seçimleri konusunda küresel ısınma ile mücadeleyi bayrak yapınca iktidardaki cumhuriyetçiler bu meselenin demokrat abartması olduğunu savunmakta geç kalmadılar. Tabi her iki tarafın lobicileri de işbaşında. Oysa son yüzyılın en sıcak on yılının dokuz’u son 10 yılda yaşandı. Bereket meselenin siyasetle kirlenmediği Avrupa ve Japonya tedbir almayı çoktan programlarına aldılar bile. Tabi dünya nüfusunun yüzde beşine sahip olduğu halde dünyayı kirletmekte yüzde 25 – 35 arası etkisi olan Amerika, 2010 yılına kadar bu konuda Amerika’yı sollaması beklenen Çin ve onları hemen geriden takip eden batı endüstrisinin yeni arka bahçesi Hindistan destek vermediği takdirde Dünyanın geri kalanı tedbirli davransa ne olur. Demokratlar 2008 seçimlerini kazandıkları takdirde bu konuda ciddi adımlar atacak gibi görünüyorlar ama bu gün karbon emisyonu sıfıra indirilse bile bu ancak 30 yıl sonrasına yardım edecek. Bütün dünyanın aşamalı olarak karbon üretimini azaltma sözü eğer yerine getirilirse, çözümü daha uzun vade de temin edecek. Tabi o zamana kadar Bağdat harap olmazsa.
Time dergisi bu nisan ayının ilk sayısında Küresel ısınma belasından kurtulmak için 51 çözüm sıralamış. Dosyayı okuyunca şu karara geldim. Bu dosyanın başlığını “israfı önlemek için 51 çözüm” diye değiştir, götür istediğin islam alimi altına imzasını atsın. Her insanın ve Müslümanın uymakla mükellef olduğu bu çözümlere deyineceğim ama insafsız! Dergi yöneticilerimizin kelime sınırları buna bu mektupta izin vermiyor. Gelecek mektupta önemli bir engel olmazsa söz İnşallah. Senin için değişen birşey olmayacak zaten, sana yaşanabilir bir çevreyi ya bırakacağız ya bırakmayacağız. Yada defalarca olduğu gibi ilahi düzen devreye girip tabiatı tamir edecek, kurunun yanında yaşları yakma pahasınada olsa.
Gözlerinden öperim.