11.06.2013 13:59

Sinema

4205

M. Emin Büyükçoşkun

Bu yıl ilki düzenlenen ve doksanın üzerinde kısa metrajlı filmin katıldığı yarışmanın sonuçları belli oldu. Yarışmada Yasir Düzcan’ın Dananın Kuyruğu adlı filmi Jüri Özel Ödülü’nü alırken, Emre Ergül’ün 2 Eylül’ü üçüncü, Mehmet Bahadır Er’in Zilzal’ı ikinci, Ahmet Karaman’ın My Name Is ve Hayal Perdesi Sinema Topluluğu adına Murat Pay’ın Mavi adlı çalışmaları da birinci oldular. Bu vesileyle Hayal Perdesi Sinema Topluluğu’ndan Mavi’nin yönetmeni Murat Pay’la kısa bir söyleşi yaptık.

- Öncelikle Hayal Perdesi Sinema Topluluğu`ndan bahseder misiniz? Bir araya geliş gayeniz ve sinemasal bakışınız nedir?

Hayal Perdesi Sinema Topluluğu hayatı geleneksel gölge oyunu düzleminden anlamaya çalışan bir sinema düşüncesinin peşinde bir grup sinefilden oluşuyor. Hayal Perdesi Dünyanın faniliği kabul eden, bu yüzden perdede oynayanların da bu fanilikten nasiplendiğini düşünen ve sinema perdesini bu düşünceyi esas alarak yeniden kurmak gerektiğini düşünen bir sinema grubu.

-Mecid Mecidi`yle buluşmanız nasıl gerçekleşti? Mecidi`nin sinemasını nasıl buluyorsunuz?

Mecidi ustayı Türkiye’ye geldiğinde kendisiyle Bilim ve Sanat Vakfı’nda bir söyleşi gerçekleştirdik. Kendisi bu davet sırasında bizlere bir atölye çalışması sözü verdi. Biz de peşini bırakmadık ve onu davet ettik. Kendisinin en önemli özelliği herhalde Müslümanca bakışı sinemasına incelikli olarak koyabilmesidir. Bence bu İslam dünyasında sanatla ilgili birçok dalda göremediğimiz bir husus. Tabii bu bakışın neticesi Mecidi incelikli, didaktik olmayan, iyi’nin ve güzel’in peşinde, kendi tabiriyle fıtratın diline yakın bir sinema dili ortaya koymuş oluyor.

-Mavi oldukça sade ve diyalogsuz yapısıyla dikkat çekiyor. Filmin sinema dili hakkında söylemek istedikleriniz neler?

Mavi’de sinema algısı olarak şöyle bir yapı var. Birincisi film iyi ve güzel’in dışındaki şeyleri film dilinin içine yerleştirmemeyi tercih ediyor. İkinci olarak filmin karakteri iyiye ve güzele doğru evriliyor. Üçüncü olarak film, karakterin bu sürecini seyircinin belirli bir bağ kurabileceği bir ritimde yapmaya çalışıyor.

-Filmde bir gencin yaşadığı kısa süreli değişimi, olgunlaşmayı görüyoruz. Bu hadiseye yaklaşımınız nedir?

Bence bu sinemada çok önemli bir mesele. Açıkçası karakter iki türlü evrilir diye düşünüyorum. İyiyiye evrilir, ki incelikli olarak bu yapılırsa şiirsel bir dil ortaya çıkar. Kötüye evrilir, ki bu nihayetinde bir sağaltımı hedeflese dahi trajik bir dil ortaya çıkar. Mavi’de yapı olarak ilkini tercih ediyor.

-Hayal Perdesi`nin yeni projeleri neler?

Hayal Perdesi Sinema Topluluğu halihazırda Hayal Perdesi adında üç aylık periyodla yayınlanan bir sinema fanzini çıkarıyor. Bunun yanı sıra halen kurgu aşamasında olan Kardeşim adlı bir kısa film projemiz var. Yaklaşık iki ay kadar evvel de son devir Osmanlı ulemasından Hacı Cemal Öğüt’ün kızı Hikmet Öğüt’ün bir portresi olan Su Damlası: Hikmet Anne adlı belgeselimizi tamamladık. Önümüzdeki aylarda inşallah televizyonda yayınlanacak. Başka projelerimiz de çekim aşamasına hazırlanıyor.