Salih Zeki Meriç
Allahın settar adı vardır. Örtücü. Örten, gizleyen. Allahın bütün sıfatlarına şiddetle ihtiyacı vardır insanın. Ancak azciyetine bakarak ve asiliğine göre insanın en çok muhtaç olduğu sıfatlardan biridir settar adı. Çünkü insan kendini bilmemezliğin bir sonucu olarak asi olmuş ve asliğine de devam eden yegâne varlıktır. Bu, insanın her daim cezalandırılması lazım gelen bir varlık olduğu manasına gelmekten ziyade, gerçek manada görevini yerine getirdiği takdirde varlıkların en üstünü olabileceği şeklinde de telakki edilebilir. Nihayetinde insanda bütün süfli hususiyetler mevcut olduğu gibi, eşref sıfatları da mevcuttur. İnsan istikametini hangi yöne çevirirse o yünde mesafe kat etmiş olur.
Allahın settar adına insanın ihtiyacı söz konusudur. O sıfat insan içindir. Hataları görmemezlikten gelinmesi gereken ve örtülecek hatası olan elbette ki insandır. Ne kadar şükür edilse azdır ki Allahın settar sıfatı var ve o sıfat her an tecelli ediyor. Her günün akşamında yeni bir settar ismiyle şefkat ediyor yüce Allah kullarına. Kul muhtaç. Kul aciz. Kul asi ve kulun örtülesi o kadar hatası var ki… Settar sıfatını taşıyan bir rabbin kulları acaba Allahın merhamet etme boyutlarının ne kadar farkındalar. Biz ne kadar affediciliğinin farkındayız. Allah her zaman yasaklayan ve her zaman gazaba hazır bir Rab değildir aslında.
O vedud’dur; sever ve sevilir. Vedud isminin çok mühim bir özelli vardır diğer sıfatlarından: Allah kahhardır; kahreder. Ama kendisi kahredilmekten münezzehtir. Allah Kerim’dir; ikram eder. Ama kendisinin ikrama ihtiyacı yoktur. Ama Vedud’isminde Allah kullarını sever ve sevilmek ister. Bu, o nun sevilmeye muhtaciyeti manasına gelememekle beraber sevginin karşılıklı, müşareket içeren bir fiil olduğunu göstermesi bakımından mühimdir. Seven sevdiğini her zaman güzel görür. Onun yaptığı hatalar olsa bile affı kolay olur. Allah kulunu sevmişse, kulundan razı ise her zaman hataya meyyal kulunun yaptığı hataları da affeder alimallah. O settar sıfatı ile kullarının günahlarını örter ve bir gece karanlığındaki örtücülük gibi kapatıp bütün göze hoş gelmeyen görüntüleri. Gecenin örttüğü gibi kulunun acziyetine bakarak örter ve affeder. Gece ve siyah her bakımdan gizem doludur. Dünyanın görünmeyen veya insanın görünmeyen halleri gecenin karanlığında çok kolay bir şekilde ortaya çıkar. Gece ve siyahtaki gizem ona ayrı bir mana kazandırmıştır.
Siyahtaki ağırlık ve vakar bana göre hiçbir renkte yoktur. Elbette Allahın yarattığı kâinatta bulunan sayısız renk çeşitlerinin hepsi ayrı güzeldir. Ama bir sıralamak yapsak herhalde siyah en önde gelir. Siyah her rengin içinde mutlaka vardır. Her rengin içine karışmış ve bir denge oluşturmuştur.
Şair şiirini yazarken sevgilinin siyah saçına, siyah gözlerine atıflarda bulunur. Bir gün içerisinde günün yarısı karanlıkla geçer. Adeta siyahın ehemmiyeti ışığa eşdeğerdir. Siyah örtücüdür. Kusurları kolay yok eder. İnsan gibi hep zafiyet ve acziyet içinde olan bir varlık için de gece denilen olgu hep gizleyen olmuştur. Acaba gece dile gelse, kendisinde yapılanları, kendisinde işlenilen onca isyanları ve günahları saymakla bitirebilir mi?
Siyahın örtücü olmasının yanında korkutuculuğu da vardır. İnsanlar yas’ta olduklarının ifadesi olarak siyah renkler kullanırlar. Çünkü siyah aynı zamanda hüznün ve kederin de ifadesidir. Gece, insanı bağrında sakladığı gibi aynı zaman da korkutur da. Bir kalem ehlinin ifadesi ne kadar hoştur;‘’Siyah sevilmez mi?. Bütün insanlığın yüz sürmek istediği cennet yadigârı Hacerül- Esvet de siyahtır. Allahın evi Kâbe de siyahtır. Kırk yıl hatırı bulunan kahve de siyahtı. Mürekkep te siyahtır, toprak ta siyahtır.
Neden insanlar için siyah hep şerri ve olumsuzluğu hatırlatır bilinmez. Genel bir eğilimdir insanlarda mesela ‘’kara yazı’’ ifadesi kullanılır bir insanın hayatında ki olumsuz gelişmelere. ‘’Kara baht’’ denilir ya da. Yahut halk arasında ilginç inanışlar vardır: mesela kara kedi görünce insanlar başlarına bir felaketi geleceğini sanırlar. Ya da karakarga iyinin sembolü olmamıştır hiç.
Güneşin batmasıyla her yanı bürüyen karanlık, bir manada insanın sığınağı olurken karanlığa ve ya kara olgusuna bu negatif anlamları yüklemenin sosyolojik bir altyapısı olmalı.
Öyle ki siyah renklerin anasıdır. Aslında beyaz renkten sayılmaz. Ve her rengin içinde gereği kadar siyah vardır. Yani bütün renklerin nihai olarak ulaşacağı nokta siyahtır.
Siyah her türlü zıtlığı da yok eder. Doğrudur beyaz ve ışık bir manada nuru ve narı ifade eder. Ama Allahın bildiğimiz ve bilemediğimiz sayısız sıfatlarının tecelli etmesi eğer haksa, gazabın ve kahhar adının da tecellisi olmalı.